Semra Ege
Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, Joseph Campbell’in efsane, destan ve mitolojik anlatıların yapısını evrensel bağlamda incelediği, karşılaştırmalı bir araştırmanın ürünüdür. İnsanlığın sahip olduğu sayısız mitoloji ve din arasında farklılıklar olsa da Campbell, benzerlikleri odağına almıştır. Bu benzerlikler yeteri kadar anlaşıldığında, farklılıkların sanıldığından çok daha az olduğunun da altını çizmektedir.
Campbell’e göre kahramanın macerası “Yola Çıkış”, “Erginlenme” ve “Dönüş” bölümlerinden oluşur. Bu bölümler de kendi içlerinde çeşitli adımları bir araya getirir.
Bölüm 1: YOLA ÇIKIŞ
Maceraya Çağrı: Campbell bu bölümde, maceranın başlayacağı yollardan birinin bir hata ya da tesadüf sonucu ortaya çıktığından/çıkacağından bahseder. Bu sayede birey kendisini bambaşka bir dünyanın içinde bulur ve birtakım güçlerle farklı ilişkilere sürüklenir. Burada Freud’a dikkat çeker: kazaların bir tesadüf ürünü değil, bastırılmış arzu ve çatışkıların bir sonucu olduğu argümanına. Bundan mütevellit, kahramanın bilinçdışı esasında çağırdığı kazayı ve/veya tesadüfü ereğinde barındırır. Campbell bu aşamada bir “haberci”nin ortaya çıkışından da bahseder. Haberci bu kaza ile eşzamanlı beliren bir mucize niteliğindedir. Haberci bazen bir kurbağadır, bazen içimizdeki bastırılmış duyguları, arzuları örtük bir şekilde temsil eden bir canavar, bazen de de başka bir figür olarak karşımıza çıkar. Kahramanın kaderini belirleyen ilk figür habercidir. Habercinin ortaya çıkışıyla oluşan kriz ise “maceraya çağrı”dır.
Çağrının Reddedilişi: “Bütün dünyanın mitleri ve halk masalları, bu reddin özde kişinin kendi çıkarı saydığı şeyden vazgeçmeyi reddetmesi demek olduğunu gösterir.” Kahramanın çağrıyı reddedişindeki en temel neden bilinmeyene olan yolculuğun korkutucu ve ürkütücü oluşudur. Burada -ve yolculuktaki diğer adımlarda da- psikanalizden yola çıkacaktır Campbell: “…bilinçdışı çocuksuluğun ve arketipsel imgelerin kayıp kıtasını ortaya çıkarır.” Çocukluğunun duvarları arasında sıkışıp kalan kişi, halen anne ve babası tarafından korunmaya muhtaç bir halde hisseder kendini ve dışarıya, dış dünyaya doğmayı reddedir. Çünkü anne ve babasının yanı memeden kopamamış bir yetişkin için halen onun en güvenli alanıdır ve dış dünya onun için yalnızca tekinsiz, güvensiz bir alanı işaret eder. Bu nedenle çağrının reddedilişini, bu korkunun bir göstergesi olarak kabul etmemiz yanlış olmayacaktır. Çağrının reddi ile birlikte macera olumsuz bir ivmeyle ilerleyecek, kurtarılması gereken bir kurban kimliğini de ortaya çıkacaktır. Bu aşamada artık yalnızca bir mucizeye ihtiyaç vardır. Ancak belirtmek gerekir ki, çağrının reddi mutlak bir aşama değildir. Kahramanın çağrıyı reddetmeden ilerlemesi de mümkündür.
Doğa Üstü Yardım: Çağrıyı kabul eden kahraman yolculuğunda koruyucu bir figürle karşılaşır. Bu figür çoğunlukla kahraman maceraya atılmaya karar verdiğinde gelir. Genellikle ufak tefek yaşlı bir kadın ya da erkektir. Figür, iyi kalpli koruyucu bir gücü temsil eder. Bu figür peri kültüründe, kahramanın ihtiyacı olan öğütleri ve tılsımları sağlayacak bir büyücü, demirci, çoban rolünde olabiliyorken; daha yüksek mitolojilerde öğretmen, rehber, kayıkçı figüründe karşımıza çıkabilmektedir.
İlk Eşiğin Geçilmesi: Bu adım, kahraman için önemli bir adımdır ve bir bilinmeyene geçişi, büyülü bir eşiği simgeler. Campbell bu aşamadan, “Birey ancak sınırların ötesine geçerek, aynı gücün yıkıcı diğer yönünü kışkırtarak, canlı ya da ölü olarak deneyimin yeni bir alanına geçer.” şeklinde bahseder. Bu da yalnızca doğa üstü yetenekleri olan ruhlarla karşılaşarak elde ettiği gücün karşılığıdır. Bu aşamada kahraman sınırları aştığı için eski benliğinden uzaklaşır.
Balinanın Karnı: Balina karnı, evrensel bağlamda rahim imgesi ile özdeştir ve dış dünyadan tamamen kopuşu simgeler. Kahraman bu motifte, eşikle bütünleşmek yerine bilinmeyenin içinde kaybolmayı/kendini yok etmeyi seçmiştir. Bu adımda kahraman yeniden doğmak için kaybolur. Balinanın karnı bazen bir tapınağın içi, bazense uzamsal alanda yaratılan bir ülkedir. Çoğunlukla tapınağa girerken heybetli heykeller, ejderhalar, aslanlar, dargın cüceler ve kanatlı boğa imgeleri eşlik eder. Bunlar eşik muhafızlarıdır. Kahraman artık bambaşka bir uzamdadır, dünyevi karakterini dışarda bırakacak, bambaşka bir benliğe bürünecek ve dönüşmüş olarak çıkacaktır.
Bölüm 2: ERGİNLENME
Sınavlar Yolu: Kahramanın, bu adıma geçmeden önce karşılaştığı doğaüstü yardımcının verdiği öğütler, tılsımlar sayesinde bir dizi zorlu mucizevi sınavı geçtiği aşamadır. Kahraman bu insanüstü yolculuk sırasında kendisine her daim destekleyen, koruyan, kollayan bir gücün varlığını ilk kez bu aşamada fark eder. Bunun yanı sıra karşılaştığı zorluklar neticesinde kahramanın dönüştüğünü, benliğinin arındığını söyleyebiliriz.
Tanrıçayla Karşılaşma: Peri masallarında ve mitte “Uyku Evinin Hanımı” figürü şeklinde karşımıza çıkan, kahramanın sınavları aştıktan sonraki aşaması “Tanrıçayla Karşılaşma” aşamasıdır. Bu adımda kahraman tanrıçayla mistik bir evlilik gerçekleştirir. Kahraman, çocukluğuna has takıntılardan kurtulur, zihinsel bir dönüşüm yaşar. Cezbeder, duyusal macerasında en büyük rehberdir ve kahramanın zincirlerini kırmasını sağlar. Campbell bu aşamayı, “En alt noktadaki, zirvedeki ya da dünyanın en ucundaki kozmosun orta noktasındaki, tapınağın sunak yerindeki ya da kalbin en derin noktasının karanlığındaki kriz.” şeklinde tanımlar.
Baştan Çıkarıcı Olarak Kadın: Kadın yaşamı simgeler. Kahraman ise onun efendisidir ve artık babasının yerine geçmiştir. Baştan Çıkarıcı Kadın adımını, “Tanrıçayla Karşılaşma”nın bir uzantısı şeklinde düşünebiliriz. Bu aşamada Campbell Odipus – Hamlet örnekleri vermiştir. Kahraman içsel bir çatışma yaşar.
Babanın Gönlünü Alma: Kahraman yolculuğunun bu aşamasında, -dönüş yoluna geçmeden evvel- sondan bir önceki zorluk olan ‘baba’ figürü ile yüzleşmek zorundadır. Bu aşama erginlenme sürecinde kahraman için en yüksek mertebe olan tanrılaşmayı da beraberinde getirecektir.
Tanrılaştırma: Bu model, korkularının ötesine geçmiş, korkularından arınmış tanrısal bir varoluşun modelidir. Bu aşamada kahraman hem dişil hem eril bir yapıdadır. Her zaman belli bir sırla ortaya çıkar ve zihni nesnel olan tüm deneyimlerin ötesine, simgesel bir alana taşır. Artık korku ve arzu duymaz, korkulan ve arzulananın ta kendisidir ve tüm tanrılar onun içindedir.
Nihai Ödül: Kahramanın önceki adımda elde ettiği tanrısal statüyü kullanmaya başladığı aşamadır. Tükenmeyen yemek motifi, tanrıların tükenmeyen gücünü imler: “Yok edilemez Beden için arzulanan en yüce lütuf Hiç Bitmeyen Süt Cennetine kesintisiz yerleşimdir.”
Bölüm 3: DÖNÜŞ
Dönüşün Reddedilişi: Kahraman elde ettiği kazanımlarla ve ödüllerle birlikte geri dönüp kendi dünyasını geliştirmeli, insanlığa katkı sağlamalıdır. Ancak bu aşamada isteksiz ve motivasyonsuz olabilir. Kahraman, bu aşamada diğer insanların onun bilgeliğine mazhar olup olmadığından şüphe duyuyor olabilir. İçinde bulunduğu doğaüstü dünyadan gerçek dünyaya dönmek onun için artık çok zorlu ve zahmetlidir.
Büyülü Kaçış: Şayet kahraman, tanrı ya da tanrıçanın kutsanmasını elde ederse ve bir iksirle birlikte toplumu dönüştürmek ve yeniden yapılandırmak için dünyaya dönmekle görevlendirilirse doğaüstü efendi tarafından maceranın son aşamasında desteklenir. Eğer dünyaya dönme arzusu tanrılar ve şeytanlar tarafından uygun görülmesiyse o zaman maceranın bu aşaması gülünç bir şekilde kovalama sahnesine dönüşebilir. Büyülü kaçışın, birçok halk hikayesinin en sevilen bölümü olduğu söylenebilir. Bu aşamada yaygın biçimde nesnelerin dile geldiği, konuştuğu görülür.
Dışarıdan Gelen Kurtuluş: Monomitin bu aşamasında kahramanın doğaüstü dünyadan kurtarılması gerekebilir. Kahraman yaşam veren iksiriyle toplumla yüzleşmeli, kendisine gücenen insanların karşısına çıkmalıdır. Bilinci yenik düşmüş olsa bile bilinçdışı ile var olup geldiği dünyaya yeniden doğmalıdır. Ona bu aşamada doğaüstü yardımcı destek olacaktır.
Dönüş Eşiğinin Aşılması: Kahramanın, macerasını tamamladığı tanrısal ülkeden insani ülkeye doğru yola çıkarken aşması gereken eşiktir. Esasında bu eşik kahramanın bütün bocalamalarını içerir. Bu kahramanın en son ve en zor görevidir aslında. Bunca başarının, değişimin ve dönüşümün ardından geriye dönmek oldukça güçtür. Yine de ve her şeye rağmen o eşiği aşacaktır.
İki Dünyanın Ustası: Bu aşama kahramanın iki dünyanın ilkelerini birbirine karıştırmadan, aklının erdemlerini ustaca kullandığı, diğer taraftan da bütün iç çatışmalarını, bocalamalarını çözdüğü aşamadır. Böylece kahramanın bütün nitelikleri tam olarak gelişmiş olur.
Yaşama Özgürlüğü: Mucizevi, zorlu görevin, geçişlerin, dönüşümlerin ve geri dönüşün sonucu özgürlüktür. Bir yaşam özgürlüğü. “Kahraman, olan şeylerin değil, olmakta olan şeylerin yandaşıdır, çünkü o vardır.” Benliği aklından çıkarmadan, kendisini bağlılık ve bencillikten kurtararak acıya aldırmadan dövüşen kahraman artık yaşamsal bir özgürlük alanındadır.