
Bengi Düşgör
bengi.dusgor@sanatkritik.com
“…susamlı ve yoksul şiirler yazacağım,
Bazen pencereden baktığımda,
Elma şekerleri asmışlar sanıyorum ağaçlara,
Ama saat beş buçuk olduğunda
Vallahi kalbimin yerinde hep bir elma şekeri vardır…”
Yine bir Didem Madak yazısı yazmak ve onun şiirindeki seslenişin kendine özgü yanlarından birinin şairin yiyeceklerle, annesiyle ve mutsuzlukla bağlantısını kurmaya çalışırken, bunun neyi anlattığını da düşünmek istedim… İlk ilişkimizin aslında beslenmeyle bağlantılı bir yol izlediğini ve onu içerdiğini bilmek, anneden gelenin bir doyum ve aşk ilişkisini barındırdığını da bilmek anlamına geliyor. Didem Madak ise annesiyle oldukça derin ve melankolik bir ilişki anlatırken bir yandan da çocukluğun tatlarını ve çocukken yediğimiz şeylerin aslında o döneme özgü bir duyguyu da hatırlattığını gösteriyor şiirinde. Çocukken yediklerimiz gerçekten de hatırladığımız kadar lezzetli midir? Yoksa anne-baba ve çocuk güvenliğinde olunan aile romansını hatırlattıkları için bize mi öyle gelirler?