.

Nahid Sırrı’nın Tefrikaları

Nahid Sırrı Örik

Serdar Soydan

serdarsoydan@gmail.com

Sanat Kritik’te yeni bir bölüme başlıyoruz. Belirli aralıklarla bir yazar seçecek ve bu yazarın külliyatı hakkında büyük oranda bilinmeyenleri, bulunmayanları paylaşacağız. İlk yazarımız Nahid Sırrı Örik ve onunla ilgili dosyayı Serdar Soydan hazırladı.

Nahid Sırrı’nın 1928-1960 yılları arasında tefrika ettirdiği tarihi tetkik, uzun öykü ve romanlardan sadece beşi o yaşarken kitap olarak basılmış.

“Kırmızı ve Siyah” (Cumhuriyet, 10 – 20 Temmuz 1928, 11 tefrika), “Eve Düşen Yıldırım” (Milliyet, 5 – 23 Mayıs 1932, 19 tefrika), Kıskanmak, (Tan, 21 Eylül – 22 Kasım 1937, 52 tefrika) II. Abdülhamit Düşerken, (Son Saat, 9 Haziran – 7 Eylül 1947, 79 tefrika) ve Eski Zaman Kadınları Arasında, (Büyük Doğu, 30 Mart – 4 Temmuz 1956, 63 tefrika) bu şanslı yazarın er ya da geç yüzünü güldüren metinler.

“Colere de Sultan” adlı uzun öyküsüyse öncekilerden farklı olarak 1933 yılında kitap olarak basıldıktan sonra Journal d’Orient‘da tefrika edilmiştir. (29 Ekim-4 Kasım 1934, 7 tefrika)

Geri kalan Nahid Sırrı tefrikalarından yedi tanesi ise 1989’dan itibaren okuyucuyla yeniden buluşabildi.

Bunlarsa Kozmopolitler, (Vatan, 1 Kasım – 10 Aralık 1940, 38 tefrika), Yıldız Olmak Kolay mı?, (Tanin, 2 Mart – 27 Mayıs 1944, 76 tefrika), Tersine Giden Yol, (Tasvir, 1 Ağustos – 3 Kasım 1948, 91 tefrika), Gece Olmadan, (Son Telgraf, 29 Temmuz – 1 Ekim 1951, 62 tefrika), Abdülhamid’in Harem-i Hümayunu, (Vatan, 12-23 Nisan 1959, 12 tefrika), “İki Sultanın Sevgilisi”, (Akşam, 9-22 Şubat 1952, 14 tefrika. Bahriye Çeri’nin yayına hazırladığı Tarih Yazıları içinde)  ve Turnede Bir Artist Öldürüldü’dür. (Vatan, 26 Kasım-17 Aralık 1958, 22 tefrika)

Bunlar dışında, taramalarım sırasında rastladığım bir tefrika daha var. Bu “Kösem Sultan”, (Resimli Perşembe, 25 Ekim 1928 – 14 Şubat 1929, 15 tefrika) adlı uzun öykü. Nahid Sırrı, Çığır’da 1933 yılında çıkan bir yazısında bu eserin yarım kaldığını söylüyor. Resimli Perşembe’de çıkan kısmı bir bütünlük arz etmektedir.  

“Namusunu Satmayan Kadın” ise birkaç kaynakta adı geçen ama henüz yerini saptayamadığım, adını ve varlığını bildiğimiz bir Nahid Sırrı romanı.

Başka romanı, novellası, uzun öyküsü var mıdır? Detaylı ve edebi soslu yeni tarihi tefrikaları yarın öbür gün karşımıza çıkacak mı? Bilmiyorum. Ben iğneyle kuyu kazmaya, iz sürmeye devam edeceğim.

“YAKINDA ÇIKACAK”LAR

Mehmet Behçet Yazar, 1940 yılında Yedigün dergisinde yayınladığı biyografide Nahid Sırrı’nın eserlerinden bahsederken yazarın “…şimdiye kadar on dört ve basılmamış on altı eser vücuda getirmiş,” olduğunu söyler. Basılmışların on biri telif üçü çeviri eserdir.

Peki ya basılmamışlar?

Nahid Sırrı, verdiği az sayıda röportajda ya da basılan eserlerinin iç kapaklarında ‘yakında çıkacak’ eserlerinin listesini verir durur. Bu eserlerin adları, türleri farklı ama akıbetleri neredeyse birdir. Pek çoğu basılma şansı elde edemez. Nahid Sırrı farklı tarihlerde farklı röportaj ya da hasbelkader basılmış kitaplarının iç kapaklarında bu eserlerin adlarını zikreder.

Tanin’de 1945’te çıkan “Eski Yazılar İçinde Geçmiş Bir Günün Sonunda” başlıklı yazısında tam da bu durumdan bahseder Nahid Sırrı. 

Geceden hissettiğim kırıklık, bugün beni evden çıkmamaya sevk etti ve akşama kadar, nefsi­me bahşettiğim bu tatil gününü gazete sütunlarında çıkmış yazı­lardan vücuda getirilmiş defter­lerle çok eskiden, matbuat haya­tına girmeden evvel yazılmış, yazılışlarından beri yirmi, yirmi beş yıl geçmiş müsveddeler arasında geçirdim. Elimin çoğuna senelerden beri uzanmamış olduğu def­terlerin ve sayfaların bana ver­dikleri en kuvvetli, hatta hemen hemen yegâne his hüzün oldu. Üç büyük penceresi bana Boğaz’ı seyrettiren odamda hırçınca bir son­bahar denizinin mütemadi gürül­tüsünü dinleyerek, bilhassa henüz neşredilmemiş birtakım yazılara bir nizam vermeye çalıştım. Bun­ları ben neşredemeden ölürsem, kayıtsız eller bu değersiz mirasla ancak bir sobanın ateşini bir saat için mi besleyecekler?”

Nahid Sırrı’nın Mehmet Behçet Yazar’ın biyografisi çıktıktan sonra sadece beş kitabı basılabilmiştir. Ve Kıskanmak dışındakiler yazıda bahsedilen on altı basılmaya hazır cildin içinde de değildir. Yani yazıda bahsedilen, kiminin sadece adı, kimi tamamıyla meçhul kalan on beş cilt eser halen basılmayı beklemektedir.[1]

Oysa 1940’tan sonra iki bine yakın yazı, dört roman ve kim bilir nerelerde, hangi kuytu köşelerde, gazete ve dergilerde kalmış daha ne eserler yazmıştır.

Aşağıda, Nahid Sırrı’nın büyük ümitlerle, şöhret, saygınlık ya da yalnızca para kazanmak için hazırladığı dosyaları, basılabilen -çoğunu kendi imkânlarıyla bastırdığı- kitaplarının iç kapaklarında adı zikredilen eser listelerini bulacaksınız. Ne yazık ki bunlardan çok azı kitaplaşmayı başarabilmiştir.

SANATKÂRLAR 1932

Bir Dağ ve Deniz Hikâyesi (Hikâyeler)

1908’den Beri Türk Edebiyatı Tarihi

EDEBİYAT VE SANAT BAHİSLERİ 1932

Bir Canda İki Dert (Piyes)

Tarihi Çehreler Etrafında

Hayatın Eşiğinden Hatıralar

Yeni On Kitaba Dair (Tenkit)

Üç Masal

TARİHİ ÇEHRELER ETRAFINDA 1933

Romana Dair Bir Etüt (Bu, Roman ve Hikâye Hakkında Bir Kalem Denemesi olabilir.)

Hariçte Siyaset Meseleleri

COLERE DE SULTAN 1933

Mehmet IV Aima Une Danseuse (Roman)

Hayal-Ara (Roman)

Zeynep la Courtisane (Roman)

SÖNMEYEN ATEŞ 1933

Bugünkü Tarihe Dair

Fakir İnsanların Hikâyeleri

ESKİ RESİMLER 1933

Hayal-Ara (Roman)

EVE DÜŞEN YILDIRIM 1934

İki Masal (Hikâyeler)

Yeni On Kitaba Dair (Edebî tetkik)

Seyran (Yol notları)

Fakir İnsanların Hikâyeleri (Hikâyeler)

Bugünkü Tarihe Dair (Tarih ve siyasiyat)

Hayatın Eşiğinden Hatıralar (Hikâye)

MUHARRİR 1934

İki Masal (Hikâyeler)

Yeni On Kitaba Dair (Edebi Tetkik)

Fakir İnsanların Hikâyeleri (Hikâyeler)

Bir Canda İki Dert (Piyes)

Bugünkü Siyasete Dair (Tarih ve Siyasiyat)

Seyran (Yol Notları)

YEDİGÜN, 1940

Altı Hikâye (Hikâyeler)

Yedi Hikâye (Hikâyeler)

Dokuz Hikâye (Hikâyeler)

Fakir İnsanların Hikâyeleri (Hikâyeler)

Bir Okuyucunun Notları (Edebi Tetkik)

Pek Küçük Bir Çocuk (Anı)

Dağınık Yazılar (Fıkra)

Kuyulu Evliya Vesile Hatun (Piyes)

Masallar (Hikâyeler)

BİR EDİRNE SEYAHATNAMESİ 1941

Oyuncular (Piyes)

Kozmopolitler (Roman)

İstanbul’dan Yerler ve Hatıralar

Bebekleriyle Oynamayınca (Hikâyeler)

Türk Romanı (Tetkik ve tenkit)

Günün İlhamı (Fıkra)


[1] Kayahan Özgül, Oğlak Yayınları tarafından basılan öykü derlemelerinin üçüncü cildinde (Eve Düşen Yıldırım) bu isimlerden yola çıkarak öyküleri tasnif etmiş, böylece yazarın ‘yakında çıkacak’ eserlerini yad ve ruhunu şad etmiştir.