.

Portekiz Goa Velha’dan Goa Eyeletinin Başkenti Panaji’ye

portekız-goa-velha-panajı

Elif Çamlıkaya

Goa deyince aklımıza denizi, sahil partileri ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel geçmişi de gelsin diye bölgenin tarihinde bir yolculuğa başlamıştık. Goa’nın Portekiz sömürgesi olduğu dönemin tarihini yazarken, Portekiz Valisi olan Alvor Kontu’nun yönetim binasını taşımaya karar vermesinden ve 1759’da Goa Velha’dan Panaji’de (Panjim) yer alan Adil Şah’a ait bir saraya taşınmasından bahsetmiştik. Böylece Adil Şah’ın sarayı Portekizlilerin yeni yönetim binası olmuş ve şehir 1843’te Portekiz Goa’sının yeni başkenti olarak ilan edilmişti. Terk edilen başkentin ismi Goa Velha (Eski Goa) olarak anılmaya başlanmıştı çünkü Velha, Portekiz dilinde eski demekti. Yönetimin yer değiştirmesiyle dini kurumlar da Goa Velha’dan ayrılmaya başlamıştı ve Goa Velha, terk edilmiş devasa yapıların yan yana yükseldiği az nüfuslu bir köye dönüşmüştü. Goa Velha şu anda değerli bir açık hava müzesi halini almış durumda ve Goa eyaletine gelen turistlerin mutlaka gezmesi gerektiğine inanıyorum.

Panaji, Hindistan’ın Goa eyaletinin şimdiki başkentidir. Portekizliler, Mandovi Nehri kıyısında yer alan Panjim ismindeki küçük yerleşim yerine geldiklerinde burayı Nova Goa (Yeni Goa) olarak isimlendirir ve bu isim, Panjim ile birlikte kullanılır. Goa’nın 1961’de Portekiz sömürgesinden özgürleşmesi ve 1962’de Hindistan Federe Cumhuriyeti’ne katılmasından sonra kentin ismi Panaji olarak değiştirilir.

Panaji kelimesinin yerel dilde “sel almayan topraklar” anlamında Ponji’den geldiği düşünülüyor. Portekizliler bu kelimeyi Panjim olarak söylemiş. Artık Panaji deniliyor. Goa eyaletinin başkenti olması nedeniyle gün içinde oldukça yoğun bir nüfusa sahip olan Panaji, yerel ve merkezi hükümet tarafından 2011 yılından itibaren tarihi ve mimari koruma altına alınır. Sekiz yüz on iki kilometre kare alana sahip Panaji, yönetim merkezi olmadan önce Hindistan cevizi ağaçları, tekneleri, koyları ve ekili tarlalarıyla Mandovi nehri kenarında yer alan küçük bir balıkçı köyüdür. Kentte çok sayıda kültürel miras binaları, anıtlar, tapınaklar, kiliseler ve belirgin neo-klasik mimari özellikleri yer alıyor.

Bir zamanlar Portekizli ailelerin yaşadığı evlerin önemli bir bölümü restore edilmiş durumda. Portekiz kökenli aileler arasında yerel Hindu veya Hıristiyanlarla evlilik yapan ve Goa’nın Hindistan tarafından alınmasından sonra da Hindistan vatandaşı olarak kalanlar evlerinde yaşamaya devam ediyor. Goa’dan ayrılan Portekizlilerin evlerini satın alarak içinde yaşamaya başlayan aileler, kültürel mirasın korunmasını sağlıyor. Panaji dar sokakları, canlı ve farklı renklerle boyanmış tek veya iki katlı evleriyle bir açık hava müzesine benziyor.

Birlikte Panaji’de bir geziye çıkalım. Goa tatilinde deniz ve güneşten faydalanırken ve günbatımı partilerini izleyen eğlenceli gecelere katılırken bazı günleri Goa eyaletini kent yaşamıyla tanımaya ayırmak isterseniz, bu gezi size rehberlik edebilir.

Goa’nın başkenti Panaji’nin en hareketli olduğu dönem muhakkak ki Goa Karnavalı’nın düzenlendiği dönemdir. Goa karnavalının tarihi Katolik Portekizlilere uzanıyor ve beş yüz yıldan beri Goa’nın en büyük etkinliği olmaya devam ediyor. Paskalyadan önceki kırk günlük büyük perhiz dönemi Lent başlamadan düzenlenen ve üç gün süren festival, genelde şubat ayının üçüncü haftasına denk geliyor. Goa’ya festival döneminde gidecekseniz ulaşım ve konaklama hazırlıklarına erken başlamanız gerekir.

Karnaval kelimesi Latince carnem levare den gelir ve “et yemeyi terk et” gibi bir anlama sahiptir. Paskalyadan önce yas tutulan perhiz döneminde Katoliklere et yemek yasaktır. Bu nedenle perhiz ibadeti başlamadan önce tüm dostlar davet edilir, kilerdeki etlerin tamamı birlikte tüketilir ve bir süre için son eğlenceli aktivite yapılmış olur. Asya’da geleneksel Karnaval sadece Goa’da kutlanıyor. Goa’lı tarihçi Dr. Carmen Azevedo’ya göre karnaval aslında bir aile etkinliğidir. Goa’da yaşayan Hıristiyanlar perhiz boyunca yasak olacak yiyecekleri tüketerek kileri bunlardan arındırdıktan sonra şarkı ve danslarla kutlamalar yaparmış. Goa Karnavalı 1965’te turizmi geliştirmek için yerel yönetim tarafından toplumsal bir kutlamaya dönüştürülmüş ve Brezilya karnavalından ilham alan bir içerikle ilk geçit töreni düzenlenmiş.

Karnavalın en önemli etkinliği geçit töreni ve törende birbirini izleyen gösterişli tören arabalarıdır. Bu araçların yapımı için marangozlar ve süsleme sanatçıları aylar öncesinden çalışmaya başlar. Portekizlilerin ayrıldığı tarih olan 1961’den önce buna benzer bir etkinliği aileler kağnı arabalarıyla sokak aralarından geçerek ve neşeli şarkılar söyleyerek yaparmış. Karnavalın simgesi Kral Momo denilen bir karakter ve kraliçesidir. Kral Momo mitolojik bir karakter değildir. Festivalin eğlenceli geçmesi için bulunmuş bir sembol olan Kral Momo’yu her yıl yerel hükümet tarafından ilan edilen seçmeye katılan farklı bir boylu poslu Goalı canlandırıyor ve kraliçesiyle birlikte geçit töreninde, en öndeki araçtan halkı selamlıyor.

Goa’da yaşayan Hıristiyan Hindistan vatandaşı %25 nüfus ile ülke ortalamasının çok üzerinde olmasına rağmen %66 Hindu nüfusun varlığı bize Goa’da ve başkent Panaji’de çok sayıda Hindu tapınağı olduğunu gösteriyor. Goa Hindularına göre bölgenin hâkim tanrıçası Şantadurga. İfritleri ve kötülüğü ortadan kaldıran ve onlarla savaşan Durga, burada daha uzlaştıran, çatışmaları çözen ve birlikte uyumu cesaretlendiren bir avatarıyla ortaya çıkar. Goa’da Şantadurga’ya varula denilen toprak termit yuvası tepeciklerinde ibadet edilir. Bu bize Goa’nın Portekiz işgali öncesi döneminin Katolik Hıristiyanların baskıcı din değiştirme şiddetinden kaçabilme ve Portekiz yönetimi köklendikçe Hindu ibadetine gizlice devam edebilmeye nasıl uyumlandığını gösterir. Çoğu köy 16.yy. ortasında tamamen ve zorla Hıristiyanlaştırıldıktan sonra bile Santeri Mata ismiyle Hıristiyan azizler topluluğu içine alınarak ibadet edilir. Meryem Ana, din değiştiren yerel halk için ana tanrıça kabul edilerek çok sevilir ve Saibin Mai ismi verilir. Santeri de Hıristiyanlık inancı içindeki yerini bir anlamda Meryem Ana’nın mucizeler ortaya çıkaran formu “Our Lady of Miracles” olarak alır. Bu nedenle Goa’da Hıristiyanlığın erkek kahramanlarından çok kadın karakterleri öne geçer.

Panaji’de mutlaka gezmenizi tavsiye ettiğim tapınak, maymun yüzüne ve insan bedenine sahip tanrı Hanuman’a adanmış, Maruti Tapınağı olabilir. Maruti, Hanuman’ın isimlerinden biridir. Tapınağa Latin mahallesi içinden geçerek yapılan bir tırmanışla veya üç tekerlekli rikşa tutarak çıkabilirsiniz. Tapınak, kentin sırtını dayadığı Altinho Tepesi üzerinde yer alıyor ve Panaji’nin doğusunda yer alan Latin mahallesi Fontainhas’a yukarıdan bakan bir manzaraya sahip. Bu nedenle tapınağa çıkış, Latin mahallesini bütünsel olarak görebilmek için bile değer. Tapınaktan ayrıca Ribandar ve Santa Cruz köyleri, Mandovi nehri ve kenarındaki mangrov ağaçları görünür.

Portekiz Valisi tarafından 1818’de Panjim’e bir tapınak yapılması izni çıkar ve Mahalakşmi Tapınağı yapılır. Fakat 1900’lü yılların başında yeni bir tapınağa ihtiyaç duyulur. Yapımı 1931’de başlayan ve 1934’te tamamlanan Maruti Tapınağı, Mala olarak da bilinen Fontainhas’a yakın bir bölgede inşa edilir.

Cesaret ve bağlılığın temsilcisi Hanuman’a ibadet edilen ana salona merdivenlerle çıkılır ve yukarıda sizi geniş ve temiz bir salon karşılar. Burada dinlenebilir veya meditasyon yapabilirsiniz. Hanuman’ın kutsal günü cumartesidir ve tapınak özellikle bugün kalabalık olur. Tapınağı gezdikten ve Latin mahallesini izledikten sonra inişi yürüyerek de yapabilirsiniz. Bu sırada tapınağa yakın ve Fontainhas’ın güney köşesinde yer alan, Phoenix (Zümrüdüanka) kaynak sularından geçeceksiniz. Kaynaktan elde edilen su kent barajına gönderilmeden önce üç su tankında bekletiliyor ve yüzlerce yıldır kentin içme suyunu sağlamaya devam ediyor.

Panaji’de çok güzel evler ve eski saraylar yer alıyor.  Bölge uzun ve yoğun muson yağmurlarına maruz kaldığı için yapıların farklı renklerde boyanmış dış cepheleri küflü duruyor. Portekiz döneminden beri devam eden bir zorunlulukla, dış cepheleri her muson sonrası yeniden boyama kuralı nedeniyle Hindistan’ın diğer bölgelerine göre çok daha iyi durumdalar. Ailelerin bir arada yaşamaya devam ettiği, evlerini terk ederek Portekiz’e dönen ailelere ait olanlar veya içinde sadece yaşlı bir çiftin yaşadığı ve gençlerin çoktan eğitim veya yeni iş olanakları nedeniyle aile evini boşalttığı çok sayıda büyüklü küçüklü, rengarenk evin bir arada bulunduğu mahalleye Latin Mahallesi, Fontainhas deniyor. Sırtını Altinho Tepesine ve doğal su kaynaklarına yaslamış Latin Mahallesini mutlaka gezmelisiniz. Mahalledeki cadde ve sokaklar isimlerini Portekiz döneminden almaya devam ediyor. Örneğin ana caddenin ismi Rua 31 de Janeira (31 Ocak) ve 31 Ocak 1640, Portekiz’in İspanya’dan bağımsız olduğu tarih.   

Mahalle 18.yy sonunda zengin bir Portekizli tüccar olan Antonio Joao de Sequeira tarafından kurulur. Burayı Hindistan cevizi ağaçlarını dikmek için sahiplenir. Fakat Eski Goa’da salgın hastalık başlayınca ve yönetim başkenti Panjim’e taşımaya karar verince bölgede Portekiz yönetim binaları ve burada çalışanların evleri yapılmaya başlanır. Portekiz valisi mahallenin girişinde yer alan ve eskiden Adil Şah’a ait olan saraya yerleşir. Sarayın karşısında yer alan gösterişli Mhamey Kamat Evi, Portekizlilerle ticaret ilişkisi içinde bulunan çok zengin bir Hindu Saraswat Brahmin ailenin yaşam şartları hakkında fikir verebilir. Latin Mahallesi 1984 yılından beri Unesco Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Evler o kadar renkli ve güzel ki, çağımızın geleneği halini alan fotoğraf çektirerek sosyal medyada paylaşmayı seven ziyaretçileri uzak tutmak için evlerin çoğunda “burada fotoğraf çektirmek yasaktır” yazıyor. Tabii ne kadar işe yarıyor, siz tahmin edin. Evlerin dış cephesinde mutlaka küçük bir cam sergileme nişi ve içinde Meryem Ana heykeli yer alıyor. Bunlar küçük birer şapel işlevine sahip ve sabah önünde bir mum yakılarak evin ve ev halkının korunması ve günün bereketli geçmesi için dilekler dileniyor.

Latin mahallesindeki evlerin bazıları şu anda butik otel veya ev pansiyonu olarak kullanılıyor. Mahalle gündüzleri daha sakin, hatta sabah 09.00 gibi açılan pastane ve lokantalar öğlen siesta için kapatılıyor. 14.30 gibi yeniden açılan mekanların bazıları gece bar olarak da kullanılıyor. Müzik sesi asla mahalle içinde konaklayanları rahatsız edecek seviyede değil. 

Panaji merkezinde yer alan ve kente gelen herkesin mutlaka ziyaret ettiği bir de kilise vardır. Lekesiz Doğan Hanımefendimiz Kilisesi (Our Lady of the Immaculate Conception Church) Goa’da inşa edilen ilk kilisedir. Meryem Ana’nın annesinin cinsel ilişkiden uzak, bir mucize sonucu kızı Meryem’e hamile kalması nedeniyle, Meryem Ana’nın saf ve temiz bir gebeliğin sonucunda doğmasına adanan kiliselerden biridir. Portekiz’e gelen denizcilerin ibadet etmesi için yapılır. Panjim yeni başkent olduktan sonra, eski Goa’daki Merhametli Hanımefendimiz Kilisesi’nin büyük çanı buraya getirilir.

Kentin sembolleri arasında yer alan kilise barok cepheye, iki kule ve Se Katedrali’nin çanından sonra ikinci büyük çana sahiptir. Kilise ilk olarak 1541 küçük bir ermida (izole bir yerdeki şapel) olarak yapılır. Lizbon’dan Goa’ya uzun bir yolculuğun sonucunda varan denizciler önce Panjim’e gelir ve sonra Goa Velha’ya (Eski Goa) devam edermiş. Kilise Panjim Portekiz yönetiminin başkenti olana kadar denizcilere hizmet eder. Daha sonra kilise başpiskoposa bağlanır ve yanına bir kilise okulu eklenir. 1619’da küçük şapel tamamen yıkılarak yerine bugün gördüğümüz kilise binası yapılır. 1870’te ön cephede görülen merdivenler eklenir. Kilise Panjim’i koruduğuna inanılan Meryem Ana’ya ithaf edilir. Merdivenlerin üzerinde yer alan Meryem Ana heykeli 1904’te yerleştirilir. Amacı, Papa 9. Pius’un, Meryem Ana’nın lekesiz doğumunu ilân ettiği 1854’ün ellinci yılını onurlandırmaktır.

Kilise içindeki altarda yer alan Meryem Ana’nın elmaslarla işlenmiş altın tacı, 1945’te kentte yaşayan kadınların hediye ettiği kendi takılarıyla yapılır. Bu heykel her yıl 13 Ekim’de kentte dolaştırılmak üzere kilise dışına çıkarılır. Kilisenin önünde büyük ve ağaçlarla süslü bir meydan yer alır. Kilise Meydanı denilen bu bölgeden nehir kenarına, Goa’da yasal olarak açık bulunan ve gece nehirde yüzerek işlevine devam eden gemi casinolara ve merkezde yer alan dükkanlara ulaşabilirsiniz.

Panaji, güneş batışı manzarasıyla da ünlüdür. Güneşin batışını ve sihirli renklerini izlemek isterseniz iki önerim olacak. Birincisi, gün batımı tekne turlarına katılmak olabilir. Önceden alacağınız veya gemiye binmeden temin edeceğiniz biletlerle hem nehirden kenti izleyebilir hem de güneşin batışına şahit olabilirsiniz. Tur sırasında, teknede yer alan sahnede yöresel danslardan oluşan bir gösteri başlar ve tekne gezisine katılanlarla birlikte Goa halk dansları yapılır.

Güneş batışını izlemek için ikinci seçenek de Dona Paula heykelinin de yer aldığı seyir terasıdır. Goa valisinin kızı Dona Paula de Menezes yerel halk tarafından çok sevilen, nazik bir genç kızdır. Goalı bir balıkçıya âşık olur ama evlenme isteği babası tarafından reddedilir. Dona Paula, şehrin dışındaki kayalıklara giderek kendini sulara bırakır. Mandovi ve Zuari nehirlerinin birleştiği bu yerde şimdi bir seyir terası yer alıyor ve aşıklar burada buluşuyor. Merkeze uzak yalı benzeri evleri ve küçük kiliseleri görebileceğiniz bu terastan gün batımını izleyebilirsiniz.

Goa’da ve Panaji’de çok lezzetli yerel yemekler tadabilirsiniz. Özellikle Hindistan usulü soslu deniz ürünlerinin tadına doyum olmaz. Fakat bu yazıda ben size özel bir pastaneden bahsetmek istiyorum: Confeitaria 31 De Janeiro, Panjim. Burası Goalı bir Portekiz fırın ve pastanesi ve taze ürünlerini 1930’dan beri sunmaya devam ediyor. Odun ateşi fırınında pişen tüm mükemmel lezzetler, köhne bir görünüme sahip orijinal mekânında müşterilere sunuluyor. Dışında oturmak için birkaç küçük masa var ve içeri girer girmez sizi bir fırın tezgâhı karşılıyor. Burada dizili lezzetleri sipariş verebilir veya paket yaptırabilirsiniz. Latin Mahallesi Fontainhas’ın bu gizli mücevherine mutlaka uğrayın. Karidesli puf böreği ve diğer yerel börekleri kadar bebinca, doce, dodol, cevizli kek ve Vatican gibi isimlere sahip tatlıları çok seviliyor. Erken gitmezseniz fazla çeşit bulamazsınız ve öğlen saatlerine kalmadan kapanabilir. Ben Panaji’ye gittiğimde mutlaka burada erken bir kahvaltı yaparım.

Goa bitmez tükenmez bir cevher… Daha sahil kaleleri, plajları ve müzeleri ve çarşıları var yaşanması gereken ama ben size eski ve yeni başkentleri anlatarak Goa yazılarıma son vereyim. Dahası sizin yapacağınız unutulmaz bir Goa yolculuğa olsun…