Elif Çamlıkaya
Hindistan’ın kuzeyinde muson yağmurları başladığında, Vişnu uykuya yatar. Hindu takvimine göre, Ashad ayının, Ay büyürken on birinci gecesinden; Kartik ayının, Ay büyürken on birinci gecesine kadar, dört ay boyunca uyur. Temmuz ortasından Kasım ortasına kadar diyebiliriz. Vişnu kâinatın, tekrarlayan felaketlerden koruyucusudur. Her yıl yaşanan tufan benzeri bu dönem sırasında dünya kendini tamir eder ve yeniler. Vişnu uykudayken, tarım işleri durur. Yolculuklar yapılmaz. Eşler daha çok evde zaman geçirir. Yeni hamileliklerin başlaması beklenen bir dönemdir İbadet ve dua zamanıdır çünkü dışarıda geçen zaman kısıtlanmıştır. Yağmurun, gereğinden az veya fazla yağmaması için dua edilir.
Bu dönemin festivalleri daha içe dönük veya yeraltı alemiyle bağlantılıdır. Ashadh ayı dolunay gecesinde guru denilen bilge alimlere verilen değer anılır. Ardından gelen Şravan ayında, yeraltının hâkimi yılanların festivali, Naga ibadeti yapılır. Bhadrapad ayında on gün boyunca, bereketi getiren ve engelleri açan Ganesha’ya ibadet edilir ve bu ibadet için alınarak evde tutulan heykeli suya batırılır. Böylece sular bereketiyle kutsanır. Her şeyin, döngünün bir parçası olarak var olduğu hatırlanır. Ganesh için düzenlenen festivalin ardından sıra, ölüm sonrası atalar katına yolcu edilen ruhların anıldığı Shraadh törenlerine gelir. Atalara verilen mesaj, yeniden bedenlenebilmeleri için doğması gereken yeni nesillerin bu sakin mevsim boyunca anne karnına düşeceğini bilmeleri ve endişe etmemeleri gerektiğidir.
Bu sırada tohumlar büyümeye devam eder. Hasat mevsimi yaklaşmaktadır. Yeraltına hâkim olan ifritlerin yenilmesi ve yaşamın yeniden canlanması gerekir. Dört aylık dönemin son ayı, ifritlerin ilahlara yenildiği festivallerle geçer. Durga, dokuz gecelik bir mücadeleden sonra Mahişasura’yı öldürür. Rama, ifrit kral Ravana’yı öldürür. Evlerin kapısı bolluk ve servet tanrıçası Lakşmi’ye açıldığında, Diwali Festivali kutlanır. Lakşmi’nin bereketi yeniden getirmesiyle birlikte Kartik ayında, Ay büyürken 11. gece Vişnu uyanır. Lakşmi’nin tulsi bitkisi avatarı ile evlenir. Böylece yeni bir yıl başlar, evlilik sezonu açılır ve hasat mevsiminin bereketi, yaşam döngüsündeki hareketli günlerin gelişini müjdeler.
Bu dönemin açılışını yapan Diwali Festivali’ne, Işıklar Bayramı da denir. Evler, sokaklar, iş yerleri ışıklarla süslenir. Geleneksel olarak diya denilen minik çömlek kaplar içine yapılmış mumlar tercih edilir. Hindu inancının bu çok önemli festivalinin temelinde, en sevilen ve önemli destanlarından biri olan Ramayana Destanı yer alır. Önce destandan bahsetmek, sonra da festivalin nasıl kutlandığını yazmak istiyorum. Efsanenin en önemli kişisi Rama, Tanrı Vişnu’nun yedinci avatarıdır. Vişnu, kâinatın koruyucu ve kurtarıcısı olarak defalarca bedenlenerek dünyada görünür hâle gelir ve sorunu çözdükten sonra tanrılar alemindeki yerine döner. Bu defa, Lanka’nın (Sri Lanka Adası) ifrit kralı Ravana’yı ortadan kaldırmak ve bir kralın asıl görevinin halkını memnun edecek doğrultuda yaşaması olduğunu göstermek için doğacaktır.
Ayodhya şehrinin bilge ve güçlü kralı Daşaratha, çocuk sahibi olamadığı için bir at kurbanı töreni (aşvamedha) düzenler. Bu sırada tanrılar Vişnu’ya, ortadan kaldırılması gerektiğini düşündükleri ifrit kralı yok etmek için yeni avatarıyla dünyada yaşamaya başlaması gerektiğini söyler. Vişnu bu görevi kabul eder ve bu nedenle, Daşaratha’nın oğlu Rama olarak doğacaktır.
Kurban töreninden sonra Daşaratha, üç eşinden dört çocuk sahibi olur. Kausalyâ Vişnu’nun avatarı olan Rama’yı, Kaikeyi Bharata’yı, Sumitra da Lakshmana ve Şatrughna’yı dünyaya getirir. Lakshmana, Rama’ya çok sadık ve bağlıdır.
Çocuklar büyür ve bir gün saraya ermiş Vitrâmitra gelir. Rama ve Lakshmana, ermişin şikâyet ettiği ifritleri ormanda yok etmeye giderler. Bu sırada Rama, Videha kralı Canaka’nın kızı Sita’yı evlendirmek için düzenlediği yarışmaya katılır. Şiva’nın yayını germeyi başaran aday, Prenses Sita ile evlenmeyi hak edecektir. Sıradan bir çocuk olmayan Sita, kral sabanla bir tarlayı sürerken toprağın içinden çıkarak doğduğu için, ismi ‘saban izi’ anlamına gelir. Aslında Sita, servet ve bereket tanrıçası Lakshmi’nin avatarıdır. Yarışmaya katılan Rama, yayı germeyi başarır ve hatta kırar. Böylece Sita ile evlenmeyi hak eder. Rama ve Sita, mutlu bir çift olarak Ayodhya’ya gelir ve evlenirler.
Daşaratha, yerine geçecek oğlunu ilan etme günü geldiğine karar verir. Bu göreve büyük oğlu Rama’yı seçer. Fakat sarayda yaşayan kadınlar, Bharata’nın annesi Kaikeyi’nin aklını çeler. Rama tahta geçince oğlunun ve kendisinin hiçbir önemi kalmayacağını ve oğlunu tahta geçirmek için bir şey yapması gerektiğini söylerler. Daşaratha’nın Kaikei’ye önceden verdiği bir söz vardır. Onun iki isteğini, koşulsuz şartsız yerine getireceğine söz vermiştir. Kaikeyi krala “Sözünü tutma zamanı geldi,” der. İstekleri, kendi oğlu Bharata’yı tahta çıkarması ve Rama’yı on dört yıllık bir sürgüne göndermesidir. Kral, bu istekleri kabul etmek zorunda kalır. Rama, babasına itiraz etmez ve sürgüne gitmeyi kabul eder. Eşi Sita ve kardeşi Lakshmana da ona katılır. Rama, Sita’yı orman hayatının tehlike ve zorlukları hakkında uyararak vazgeçirmek için çok çaba gösterir fakat Sita kabul etmez. Böylece Rama, Sita ve Lakshmana saraydan ayrılarak sürgün yolculuna çıkarlar.
Daşaratha ölür ve Racgraha’da yaşayan Bharata, babasının yerini almak için Ayodhya’ya gelir. Yaşananları ve annesinin yaptıklarını öğrendiğinde çok üzülür. Rama’yı şehre getirmek için ordusuyla birlikte yola çıkar. Rama’yı bulunca iki kardeş sarılır ve Bharata, babasının ölümünden ve Rama’nın dönerek tahta çıkması gerektiğinden bahseder. Rama, ölmüş olsa bile babasının sözünden çıkmayarak on dört yıl orman hayatı yaşayacağını söyler. Bharata’ya ayaklarındaki çarıkları verir. Ayodhya’ya dönen Bharata çarıkları tahta yerleştirir ve ülkeyi Rama dönene kadar bir vekil gibi yönetmeye başlar.
Rama, Sita ve Lakshmana ormanda yaşamaya başlar. Gizemlerle dolu ormanda yaşayan çileciler, onları rahatsız eden ifritleri Rama’ya şikâyet eder ve Rama her zaman ermişlere yardım eder. Birgün olayların akışını değiştirecek bir karşılaşma yaşanır. Ravana’nın kızkardeşi Şurpanakhâ, Rama’yı görür ve ona âşık olur. Rama’ya çok güzel bir kız olarak görünür ve onunla evlenmek istediğini söyler. Rama onu reddeder ve eşi Sita’ya kalpten bağlı olduğunu bildirir. Ona, kardeşi Lakshmana ile evlenmesini önerir ama Lakshmana da böyle bir evlilik yapmak istemez. Şurpanakhâ, Rama ile arasında engel olarak gördüğü Sita’yı öldürmeye karar verir. Son anda Lakshmana yetişir ve ifrit prensesin burunu keserek Sita’yı kurtarır. Acıyla oradan kaçan Şurphanaka, önce kardeşi Khara’ya ve o başarısız olunca da Lanka adasında yaşayan ağabeyi Ravana’ya şikâyet eder. Kız kardeşinin öcünü almak için Dandaka ormanına gelen Ravana, Sita’yı görür görmez âşık olur ve altından yapılmış arabasıyla Sita’yı kaçırır. Yolda onları gören akbaba Cadayu engel olmak için arabaya çarpar fakat onları durduramaz. Sita’nın yere düşen mücevherleri, nereye doğru yol aldıklarını işaret etmektedir. Ravana, sarayına gelir gelmez Sita’yı çevrede gezdirir ve eşi olmasını teklif eder. Sita onu kesinlikle reddeder. Ravana, Sita’yı hapsederek, on iki ay süre verdiğini ve bu sürede teklifini kabul etmezse genç kadını öldüreceğini söyler.
Rama ve Lakshmana ormandaki kulübeye döndüğünde Sita’yı bulamazlar. Ormanda onu ararlar ama Sita, yoktur. Yerde, saçlarından düşen çiçekleri, mücevherlerini ve kırık araba parçalarını görünce ifritlerin onu öldürdüğünü düşünürler. O sırada, yerde ağır yaralı yatarken buldukları Cadayu, olanları anlatmaya çalışır ama son nefesini verir. Ormanda rastladıkları bir ermiş, Rama ve Lakshmana’ya maymunların kralı Sugriva’ya başvurmasını önerir.
Sugriva ile dost olurlar. Sugriva’nın tahtı, kardeşi Valin tarafından elinden alınmış ve eşi de kaçırılmıştır. Rama ve Sugriva, birbirlerine yardım edeceklerine söz verirler. Sugriva ve Valin arasında yaşanan savaşta, Rama Valin’i öldürür ve Sugriva yeniden maymunların başına geçer. Sugriva, Rama’nın yanına en değerli komutanını verir. Rüzgâr tanrısı Vayu’nun oğlu Hanuman, Sita’yı bulmakla görevlidir. Hanuman ve maymun ordusu, güneye doğru yola çıkar. Hanuman, ana karadan Lanka adasına sıçrayarak okyanusu havadan aşar ve dört günlük bir yolculuğun sonunda adaya ulaşır. Ravana’nın sarayına gizlice girer ve Sita’yı bir koruda bulur. Sita’ya Rama’nın dostu olduğunu ve onu kurtarmaya geleceklerini söyler. Sita da ona iki aylık süresi kaldığını anlatır. Hanuman adadan ayrılarak okyanusun üzerinden maymunlara ve Rama’ya döner, olanları anlatır. Rama, sevgiyle Hanuma’a sarılarak teşekkür eder.
Rama’yı düşündüren en büyük problem, Hanuman’ın devasa bir sıçrayışla başlayan ve dört gün süren okyanus yolculuğunu nasıl yapacaklarıdır. Hanuman, maymunlar ordusuna sarayı ayrıntılı tarif eder ve bu savaşı kazanabileceklerine ikna eder. Tüm ekip, güneye doğru harekete geçer. Bu hareketi duyan Ravana da savaşçı ifrit danışmanları ve askerleri olan Rakshasaları toplar. Hepsi Ravana’ya bu savaşı rahatlıkla kazanabileceklerini söyler. Sadece Ravana’nın kardeşi bu savaşa karşıdır. “Bırak Sita’yı gitsin ve biz de böyle bir savaşa girmeyelim,” der. Ravana, kardeşine hakaret ederek konuşunca da kendisini destekleyen dört Rakshasa ile birlikte okyanusu aşarak Rama’nın yanına gider ve ona katılır. Rama ve maymunlar, tanrıların desteğiyle ağaçlar ve kayaları sahile taşıyarak, kısa sürede adaya ulaşan bir köprü yapar.
Ravana’nın şehrine ulaştıklarında savaş başlar ve iki taraftan da önemli komutanlar yaralanır. Lakshmana’nın yarası ağırdır ve sadece Kailâsha (Himalayalarda bir dağ) dağından yetişen dört çeşit şifalı bitkiyle iyileşebileceği söylenir. Hanuman bu bitkileri getirmek için hemen Himalaya dağlarına uçar ama bitkileri bulamaz. Mecburen tüm dağı yerinden kaldırarak, güneye taşır ve otları teslim ettikten sonra dağı götürerek, yerine koyar. Son savaş Rama ve Ravana arasında geçer. Bu uzun ve zorlu savaşı Rama kazanır ve Ravana’yı öldürür.
Zafer haberi Sita’ya gönderilir fakat Sita’yı büyük bir problem beklemektedir. Başka bir erkeğin arzuyla baktığı bir kadın, Rama’nın eşi olarak kalabilir mi? Rama’nın kendisinden şüphe duyması Sita’yı o kadar üzer ki Lakshmana’dan hemen odunları yığarak bir ateş yakmasını ister. Ateşe, kendisini temize çıkarması için yalvarır ve alevlerin içine doğru yürür. Ateş tanrısı Agni, Sita’yı alevlerden çıkarır ve Rama’ya teslim eder. Böylece Sita’nın saflığı ispatlanmış olur. Rama, Sita’dan asla şüphe etmediğini fakat halkının gözünde temize çıkması gerektiği için böyle davrandığını söyler.
Bu sırada yıllar geçmiş ve on dört yıllık sürgün dönemi sona ermiştir. Rama, Sita ve Lakshmana, Hanuman’la birlikte Ayodhya’ya dönerler. Herkes onları sevgiyle karşılar. Bharata tahtı Rama’ya devreder.
Bu arada eklemek isterim ki Diwali Festivali işte şehre döndükleri bu gecede kutlanır. Gökyüzünde Ay’ın en karanlık olduğu gecede, herkes evinin dışını ve sokakları ışıklarla süsler. Rama ve Sita’nın uzun zamandır ayrı kaldıkları şehirlerine dönüşleri sırasında yollarını aydınlatmak için sembolik olarak her yer ışıklarla süslenir. Sita, bereket tanrıçası Lakshmi’nin avatarıdır ve ışıklarla süslü evlere ziyarete gelerek, yeni yılda evi bolluk ve bereketle kutsaması beklenir.
Rama ve Sita mutluluk içinde yaşamaya başlar fakat halk, Sita hakkında gittikçe artan dozda dedikodu yapmaya başlar. Sita’nın Ravana’nın sarayında neler yaşamış olabileceği ve artık kendi krallarına uygun bir eş olmadığı söylentisi tüm şehri kaplar. Rama, eşine olan sevgisi ve halkının huzuru arasında kalır. Sonunda bir karar verir. Bir kralın dharması, halkının mutluluğunu sağlamaktır ve bu uğurda kendi mutluluğunu feda etmelidir.
Lakshmana’dan Sita’yı ormana götürmesini ister. Lakshmana mecburen Sita’yı Ganj nehri kenarında, ormanlık bir yere götürür ve orada nedenini anlatır. Sita, çok üzülür ama Rama’nın kararına saygı duyar. Ormanda yalnız kaldığında sadhularla karşılaşır ve Sita’yı ermiş Valmiki’nin yanına götürürler. Sita, Valmiki’nin aşramında yaşamaya başlar. Burada Rama’nın ikiz oğulları Luv ve Kuş’a doğum yapar. Çocuklar aşramda büyür.
Yıllar sonra Rama, bir at kurbanı töreni yapar. Törene Valmiki ve öğrencileri de katılır. Valmiki, Rama ve Sita’nın hikâyesini yazmış ve bu metne Ramayana ismini vermiştir. Luv ve Kuş bu metinden bölümler okuyunca, Rama çocukların Sita’nın çocukları olduğunu anlar. Valmiki’den, Sita’yı yanına getirmesini ister. Valmiki, Sita’nın saf ve temiz olduğunu ve çocukların da Rama’nın kendi çocukları olduğunu anlatır. Rama, yine de Sita’nın gelmesini ve yemin ederek saflığını göstermesini ister. Sita gelir. Tüm tanrılar da oradadır.
Sita, “Toprak ana beni bağrına bas ki Rama’dan başkasını sevmedim ve ondan başkasına ait olmadım,” diyerek yemin eder. Toprağın üstünde bir taht belirir ve Sita’yı yerin derinliklerine çeker. Rama onu geri alabilmek için çok yalvarır ama artık bu mümkün olmaz. Rama yıllarca Sita’nın hasretiyle yaşar. Tahtını oğullarına bıraktıktan sonra Sarayu Nehri’ne girerek gözden kaybolur. O anda Adişesha yılanı üzerinde Vişnu’ya dönüşerek belirir ve Rama avatarının hikâyesi son bulur.
Festivale Diwali veya Deepevali denir. Deepevali, Sanskritçe’de ışık sırası demektir. İsmini, diya denilen minik çömlek kaplardaki yağın yakılmasıyla oluşturulan ışık dizilerinden alır. Festival beş gün boyunca kutlanır fakat en önemli gecesi, Kartika ayının 15. gecesi ve Ay’ın en karanlık olduğu ve gökyüzünde görünmediği gecedir. Diwali, neşeyle kutlanan bir festivaldir. İnsanlar sevdiklerine hediyeler verir ve geceler, havai fişeklerle aydınlanır.
Kartika ayının 13. günü başlayan festivalin ilk gününe Dhanteras denir. Tanrıça Lakshmi’nin, süt okyanusunun çalkalanmasıyla ortaya çıktığı gündür. Bugün Lakshmi ve zenginlik tanrısı Kubera’ya ibadet edilir. Bugüne aynı zamanda Dhanvantri Jayanti de denir. Ayurveda tanrısı Dhanwantari’nin doğum günüdür. Okyanustan çıkarak insanlığa ayurveda ilmini hediye eder. Bugün alışveriş yapılır ve özellikle mücevher, yeni giysiler ve mutfak eşyaları satın almak iyi kabul edilir. Güneş batarken, Yamadeep ibadeti yapılır. Evin dışına ölüm tanrısı Yama için bir ışık yakılır ve evde zamansız bir ölümün yaşanmaması dilenir. Tulsi ağacı yanında Yama için tatlı sunusu yapılır.
Diwali’nin ikinci gününe Choti Diwali (küçük diwali) denir. Bugün insanlar masaj yaptırır, banyo yapar ve dinlenerek Diwali ibadetine hazırlanır. Eskiden ikinci gün insanların evden çıkmaması iyidir denilirmiş ama şimdi genelde insanlar dost ve akrabalarını ziyaret ederek ve Diwali bayramını kutlayarak hediyelerini veriyor. Bugün ayrıca Krişna’nın Narakasur isimli ifriti öldürdüğü gündür.
Üçüncü ve festivalin en önemli gününde bereket tanrıçası Laksmi ibadeti yapılır. Evler çuha çiçekleriyle süslenir. Mutlaka Lakshmi ve Ganesha heykelleri hazırlanır. Herkes bu geceyi evinde ailesiyle ve ibadetle geçirir. İyinin kötü karşısında zaferi kutlanır. Lakshmi’nin evleri ziyaret ederek bereketle doldurması umut edilir. İş adamları yeni muhasebe defterini bu akşam açar ve bereketli bir yıla başlamayı diler. Şans oyunları veya kâğıt oyunları oynayarak servetin davet edilmesi hedeflenir. Gece, diya ışıkları ve havai fişeklerle aydınlanır.
Dördüncü gününe Govardhan Puja yapılır. Govardhan, Krishna’nın tek parmağıyla yedi gün boyunca havaya kaldırdığı tepenin ismidir. Nedeni yağmur tanrısı Indra’nın aşırı yağmur yağdırarak cezalandırdığı Vrindavan halkını, dağın altına toplayarak korumaktır. Krishna’nın en sevdiği hayvanlar olan sığırlar süslenir ve onlara ot yedirilir. Bugüne Vishwakarma günü de denir. Mimar ve mühendislerin tanrısıdır. El aletleri ve malzemeler kutsanır.
Beşinci ve son gününe Bhai Dooj denir. Ölüm tanrısı Yama bugün kız kardeşi Yamuna’yı ziyarete gittiği için, kız kardeş ve erkek kardeşler arasındaki bağ kutlanır. Yamuna, kardeşi Yamraj’ı (Yama) evine davet ettğinde çok sevinir çünkü kimse ölümün kralını evine davet etmek istemez. Yamuna tarafından mükemmel ağırlanan Yamraj, ona der ki benden istediğin bir dileği mutlaka yerine getireceğim. Yamuna’nın dileği “Nasıl ki sen bugün beni ziyarete geldin, her yıl aynı günde kız kardeşini ziyaret eden herkes günahlarından arınsın ve kurtuluşa ersin” olur. Bugün evli kadınlar, evine erkek kardeşini davet eder. Erkek kardeş, kız kardeşin evinde banyo yapar. Erkek kardeşin sağlığı ve uzun ömürlü olması için dua edilir.
Böylece bir Diwali dönemi daha sona erer. Hasat mevsimi olduğu için, mümkün olan tüm yollarla haneye hasat bereketi ve sonuçta sağlayacağı aile mutluluğu davet edilir.
Shush Deepavali!