.

Nahid Sırrı Örik’in Radyo Oyunları ve Sergüzeşt-i Alın Yazısı

Selim İleri, 16 Ocak 2013 tarihli “Nahid Sırrı Örik’in Oyunları” başlıklı yazısında “1950’lerin Aydabir dergisinde okumuştum, Nahid Sırrı’nın kaleme aldığı radyo oyunları da varmış. Kimileri seslendirilmiş. Kim bilir nerede nasıl yitti radyo oyunları…” der.

Şükürler olsun ki, Selim İleri’nin dediği gibi yitip gitmemiş bu oyunlar! Arama-tarama faaliyetlerim sırasında Nahid Sırrı’nın radyo oyunlarından üçüne tesadüf ettim.

“Dertli Kaymakam ve Hamileri” Kahkaha dergisinde (sayı 24, Ekim 1950), “Bir Soluk Resim” Türkiye Haftası‘nda (sayı 7-9, 12 Şubat-3 Mart 1954) ve “Bir Zamane Ailesi” Büyük Doğu‘da (sayı 9-13, 1-29 Mayıs 1959, 5 tefrika) yayınlanmış.

Bu oyunlardan “Dertli Kaymakam ve Hamileri”, Ankara Radyosu’nda 24 Ocak 1940 tarihinde seslendirilen “Kızlarağasından İstimdat” adlı oyun olabilir. Zira metinde ‘dertli kaymakam’ın yardım istediği kişi darüssaade ağası yani kızlarağasıdır. “Bir Soluk Resim”in başında “Bu piyes Ankara Radyosu’nda evvelce oynanmıştır,” notu yer almaktadır. Ancak yaptığım araştırmalarda bu isimde bir oyuna rastlayamadım. “Bir Zamane Ailesi”nin başında ise oyunun İstanbul Radyosu’nda Şehir Tiyatroları oyuncuları tarafından iki kez temsil edildiği notu vardır. Bu temsillerin tarihleri 28 Nisan ve 23 Ekim 1955’tir.

Nahid Sırrı’nın bu üç oyun dışındaki “Munise Kenan İki Kızı Arasında”, “Bir Roman Yazılıyor”, “Prensesler Bekleniyor”, “Dimyata Pirince Giderken”, “Garip Bir Anayla Kızı” ve “Merhumları Rahat Bırakın” adlı radyo oyunlarının metinleri de Taha Toros Arşivi’ndeki Nahid Sırrı terekesinde yer almaktadır.

Taha Toros Arşivi’nde yer alan Nahid Sırrı’ya ait bir hesap çizelgesinden, yazarın bu oyunlar için İstanbul Radyosu’ndan ne kadar ödeme aldığını öğreniyoruz. 

Taha Toros Arşivi’ndeki tereke ortaya çıkmadan İstanbul Radyosu’na gidip oyunların metinlerine ulaşmaya çalışmıştım. Ama radyonun arşiv görevlisi bana böyle bir tekst arşivleri olmadığını söylemişti. Yani radyoda seslendirilen, telif sahibinden satın alınan oyunların metinlerinin en azından bir nüshası dahi saklanmamış. Ankara Radyosu’na henüz gidemedim. Umarım orada bir arşiv vardır ve Nahid Sırrı’nın “Bir Soluk Resim” ile “Kızlarağasından İstimdat” dışında Ankara’da ikamet ettiği dönem içinde kaleme aldığı radyo oyunu varsa onlara ulaşırım.

Sergüzeşt-i Alın Yazısı

Nahid Sırrı’nın 16 Nisan-31 Mayıs 1952 tarihleri arasında, Ankara’da, Küçük Tiyatro’da oynanan Alın Yazısı adlı oyunu hakkında yazdığı tanıtma ve değerlendirme yazısında (Ulus, 28 Nisan 1952), Lütfi Ay, bu metnin macerasına da değinir.

“Başlığın altında imzamı görünce Alın Yazısı’nı benim yazdığım sanılmasın. Hayır, onu yazan Nahid Sırrı Örik’tir ve ben burada ancak Küçük Tiyatro’daki temsilinden bahsetmek istiyorum. Fakat daha önce. Alın Yazısı’nın da bir alın yazısı olduğunu söylemeliyim. Nahid Sırrı Örik, birkaç yıl önce İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda temsil edilen Para Uğrunda adlı ilk telif piyesinden sonra, bir ikinci piyes yazmış ve Devlet Tiyatrosu’na geçen yıl göndermişti. Bu piyesin adı Kabul Edilmeyen Mektup‘tu. Müellifin kendi ifadesiyle ‘Genç ve güzel kalmaya azmetmiş, bu hususta tabiatın da lütuf ve inayetine mazhar olmuş bir kadınım gönül buhranlarını ve kendinden genç bir koca ile evlenmesinin çocukları üzerindeki reaksiyonlarını’ tasvir ediyordu. Fakat eserde bu kadı­nın, yirmi yıllık bir ayrılıktan sonra memlekete dönen oğlunun beraber getirdiği pelin, Cenubî Amerikalı bir ecnebi kadındı ve buna rağmen Uşşakî Zade Halit Ziya’nın romanlarındaki kadınlar gibi ağdalı fakat sağlam ve uzun cümlelerle mükemmel bir Türkçe konuşuyordu. Ayrıca genç koca, birinci perdeden sonra bir daha sahnede görünmüyor, bu yaşlanmış, fakat gönlü taze kalmış talihsiz kadını çocuklarından mahrum ettikten sonra daha nelere maruz bırakabileceği belirtilmiyordu.

Eserde bazı tâdiller yapmayı kabul eden müellif Arjantinli gelin hanımı, orada doğup büyümüş ve Türklüğü kadar Türkçesini de kaybetmemiş bir memleket kızı ile değiştirdi, son perdeyi de bambaşka bir şekle sokarak yeniden yazdı ve eserin adı Ellisinden Sonra oldu. Yeni şekliyle repertuvara alınan piyes, bu sefer sadece adını değiştirdi ve Alın Yazısı olarak sahneye çı­karıldı. İşte Küçük Tiyatro’da temsiline başlanan bu mevsimin ikinci telif eseri olan Alın Yazısı’nın alın yazısı.”

Taha Toros Arşivi’ndeki Nahid Sırrı terekesinden bu süreçte yapılan yazışmalar da çıktı. Aşağıda Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Muhsin Ertuğrul imzalı mektupta Kabul Edilmeyen Mektup‘un reddediliş sebepleri de detaylandırılmaktadır.

Çok değil, on ay sonra gönderilen ikinci bir mektupta, bu defa edebi heyet başkanı Ahmet Muhip Dranas imzalı bir mektup, Ellisinden Sonra oyunun repertuvara alındığı bildirilir.

Ellisinden Sonra, Atatürk Kitaplığı’ndaki Muhsin Ertuğrul Arşivi’nde bulunmaktadır. Kabul Edilmeyen Mektup da Taha Toros Arşivi’ndeki Nahid Sırrı terekesinde yer alıyor. Yani Alın Yazısı‘nın macerasını, metnin nasıl değişimlere uğradığını bu üç versiyonu karşılaştırarak öğrenebileceğiz pek yakında.

NOT: Lütfi Ay’ın yazısında önemli bir bilgi hatası var. Nahid Sırrı’nın ilk telif oyunu Para Uğrunda değildir. Sönmeyen Ateş, Muharrir ve Oyuncular bu piyesten önce yayınlanmıştır. Dahası Kuyulu Evliya Vesile HatunBir Canda İki Dert ve Bir Postta İki Arslan gibi kitap kapaklarında ‘yakında çıkacak’ ibaresiyle adı geçen yahut röportajlarda bahsedilen, lakin o tarihe kadar basılmamış oyunlarından da söz edilebilir Nahid Sırrı’nın. (Şükür, tüm bu metinler de Taha Toros Arşivi’ndeki Nahid Sırrı Terekesi’nde var.)