
Bihter Sabanoğlu
Reflector, İstanbul gece hayatının son derece hareketli olduğu otuzlu yılların sonunda, aynı sayfaya Fransızca, Almanca ve İngilizce üç kolonun dikey biçimde basılmasından oluşan orijinal formatıyla yayın hayatına başlar. Derginin hedefi, kısa süreli kontratlar ve sert çalışma koşullarıyla boğuşan bağımsız sanatçıları dünyanın her yerinden mekân sahipleri ve sahne yönetmenleriyle buluşturmaktır.

Bu tarz sektörel bir derginin İstanbul’da basılması şaşırtıcı değildir; yirmili ve otuzlu yıllarda İstanbul’da gece hayatının hızla gelişmesi, varyeteler, kabareler ve kulüplerin birbiri ardına açılması üzerine kentin rekabetçi ortamında mesleklerini icra eden sanatçılarla işverenlerin iletişime geçmesini sağlayacak “niş” bir dergiye de ihtiyaç duyulmaya başlanır. Yirmili yılların başında İstanbul’da gece hayatının birdenbire hareketlenmesinin ana nedenlerinden biri komünist devrimden kaçan Beyaz Rusların İstanbul’a yerleşmesidir. Aralarında pek çok sanatçı bulunan Beyaz Ruslar özellikle Pera bölgesinde aktiftir. Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre bu vesileyle “Beyoğlu’nda bir yığın bar, lokanta, dansing açılmış,” İstanbul kafelerinin çehresi değişmiştir.[1] Yazar, batan Çarlık gemisinden kaçan herkesin bir asalet unvanı kurtararak geldiğini, o dönem tüm hanımların konteslik veya prenseslik iddiasında olduğunu belirtir. Beyoğlu sokaklarında sanki “Tolstoy’un roman sahifelerinden kaçmış bir kalabalık”[2] dolaşmaktadır. İstanbul bu vesileyle kendisine miras kalacak farklı şov meslekleriyle de tanışır: bıçak atıcılar, akrobatlar, -yerel Kızılhaç ofisinden yardım talebinde bulunanlardan anlaşılacağı üzere- cücelerden oluşan revü grupları, eğitimli fareleri için İstanbul’da gösteri salonu arayan hayvan performans sanatçıları, parendeciler[3]… Otuzlu yıllara gelindiğinde dünyadaki ekonomik buhranın hafiflemesiyle İstanbul’un gece hayatı daha da zenginleşir. Turan Bar, Turkuaz, Nisuaz, Rose Noire, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Nahit Sırrı Örik’in müşterisi bulunduğu yirmi dört saat açık Petrograd eğlencenin belli başlı merkezleri olarak zikredilebilir. Böylesi bir ortamın içine doğan Reflector, 1937 yılının ortalarında yayın hayatına başladıktan birkaç sayı sonra aylık formatının artık talebi karşılayamadığını, on beş günlük periyotlarla baskıya gitmeyi, hatta haftalık sisteme geçmeyi düşündüklerini açıklar.[4]

“Uluslararası Varyete Programları: Varyete, Kabare, Sirk, Müzik” alt başlığına sahip derginin her sayısı belirli bir türde aktivite gösteren sanatçıların sorunlarını ele alan bir dosya ile açılır. Örneğin 22 Ağustos 1937 tarihli sayı sirkleri incelerken sanatçıların tehlikeli çalışma koşullarından örnekler verir ve akrobatların bu mesleği icra etmenin bedelini bazen hayatlarıyla ödediğini okuyucuya hatırlatır.[5] Sanatçılara, derginin kendilerine sunabileceği imkânların reklamı da sık sık yapılır. “İş bulmayı garantilemek ister misiniz? Masraflarınızı azaltmak ister misiniz? Zamandan tasarruf etmek ister misiniz? Tüm dünyadan yönetmen ve menajerlerin müsait olduğunuz anlardan haberdar olmalarını ister misiniz?” tarzı sorularla hemen her sayıda abonelik ve ilan verme çağrısı yapılır. Sezonluk sahne koşullarını da ülke ülke inceleyen dergi, İstanbul piyasası hakkında saptamalarda bulunur. Reflector’a göre kentte iş olanakları yaz aylarında kısırdır zira İstanbul sakinleri bu dönemde yazlık yerler ve deniz kıyılarını tercih eder. “Güzel bahçesinde muazzam bir programla aktivitelerine devam eden” Garden Variété’yi diğerlerinden ayrı tutan dergi, kulüplerin genellikle yaz gecelerini yerel artistlerle geçiştirdiğini yazar; yabancıorkestraların sayfiye mekânlarında iş bulma olasılığı daha yüksektir.

Dergideki yazılardan anlaşıldığı üzere Romenler hariç tüm yabancıların sınırsız çalışma izni alabildiği İstanbul yabancı sanatçılar için tam bir cennettir. Ayrıca Türkiye’de hükümet gece hayatını teşvik eder; meclis, yabancı sanatçıların geliş biletlerindeki vergiyi azaltmak üzere bir yasa geçirmeye bile hazırlanmaktadır. Dergi İstanbul’un herhangi bir Avrupa şehrinden geri kalmayan hayat pahalılığı hakkında ise sanatçıları “Sanatçı dikkat et!” sloganıyla uyarır ve vergilerin fazlalığından ötürü kontratların net ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini hatırlatır. Hayvanlar konusundaki yasal düzenlemelerin konu alındığı derginin 25 Mart 1938 tarihli sayısında da gösteri hayvanlarının Türkiye’ye girişi hakkındaki kanunlar anlatılır; eğitimli hayvanlar belediye doktorunun muayenesinden sonra ülkeye kabul edilir fakat Türk gümrük çalışanlarının mesai saatlerinde “ilahi bir rahatlıkla” hareket ettikleri göz önünde bulundurulmalı, şov tarihleri ona göre düzenlenmelidir.

Derginin künyesinde editör olarak M. Kentmen adına ve “Beyoğlu, Meşrutiyet Cad. 157 Dandria Apt. 8-2” adresine rastlanır. Aynı tarihlerde M. Kentmen’in adı “Umumi Neşriyat Müdürü” sıfatıyla İstambul Magazin adında bir dergide daha görüldüğünden kendisinin o yıllarda aktif olarak dergicilikle uğraştığını söylemek mümkündür. Reflector gibi abonelik sistemiyle dağıtılan İstambul Magazin de bir kent dergisi hüviyetini taşır ama bir kısa öykü, bir-iki sanat haberi ve şehirde kar yağışı makalesi dışında otuz dört sayfalık derginin geri kalanı “İdeal kadın nasıl olmalıdır?” sorusuyla uğraşır.[6]

Reflector’un sayfalarında İstanbul için en fazla reklamı Tepebaşı’ndaki Garden Variété Dancing, Boğaz’ın üst tarafında yer alan Canlı Balık ve Taxim Maxim verir. Garden Variété’nin tam sayfa çıkan ilanlarında Küba’dan bir dans triosu, Macaristan’dan akrobatlar, Güzel İtalyan Titi-Venüs, Baştan Çıkarıcı Kreol Luana gibi çeşitli ülkelerden isimler görülebilir. Dergiye verilen reklamlardan anlaşıldığı kadarıyla İstanbul’da bulunan ve iş arayan sanatçılar da kendi tanıtımlarını yapmak için dergiye başvurur. “Üç kez İstanbul’da kontrat yapmış” Marina Palmero, “Gittiği her yerde sevilen” Altın İnci, “Güney Amerikalı ve egzotik!” Perulu Ulka bunlardan bazılarıdır. Sahne kullanımı için frak ve smokin kiralayan R. Itkin, tuhafiyeci Yerli Mallar Pazarı, sanatçılara indirimli fiyatlarla hizmet verdiğini belirten Weber&Schütte gibi kafeler, hatta sanatçılara avantajlı tarife uygulayan bir dişçi muayenehanesi de dergide yer alan farklı iş kollarına ait ilan sahipleridir.
İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve gece hayatının sona ermesiyle iki yıl boyunca düzenli yayımlanan Reflector işlevini yitirir. İstanbul’un otuzlardaki gece hayatının nadir tanığı 1939 yılında son sayısını çıkararak yayın hayatına veda eder.
Görseller: Salt Galata
[1] Jak Deleon, Eski İstanbul’un (Yaşayan) Tadı (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1996), 31.
[2] Hikmet Feridun Es, “Beyaz Ruslar İstanbul’da”, KAİB Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği.
[3] Kızılhaç’ın İstanbul şubesinden yardım talebinde bulunan şov sanatçıları hakkında detaylı bilgi için Undaunted Exiles, Eugenia S. Bumgardner, Chapter XII, “‘First Aid’ to Russian Art”.
[4] 15 Eylül 1937.
[5] Reflector’ın yedi adet sayısı Salt Araştırma’nın arşivinden rezervasyon üzerine incelenebilir.
[6] Dergi bu soruya ilk makalesinde “kadının en güzel ve en müstesnası budala olanıdır”, son makalesinde ise “ideal kadın acıları sevendir” cevabını verir. 24 Şubat 1936.