.

Aydın Dorsay: “Sanattan mahrum kalmak insanın ruhu için bir kayıptır.”

Esin Hamamcı

esin.hamamci@sanatkritik.com

Esin Hamamcı: Aydın Bey, 25 Ocak 2021 itibariyle Borusan Sanat’ın müdürlük görevini devraldınız. Biraz daha başa dönecek olursak Borusan Sanat ile bağlarınız nasıl oluştu?

Uzun yıllardır kültür ve sanat alanında pek çok farklı görevde ve pek çok farklı kurumda çalıştım; Borusan Sanat ile tanışıklığım 2010 yılına dayanıyor. Daha önce, İstanbul Kültür Sanat Vakfı bünyesinde gerçekleşen İstanbul Müzik Festivali’nin ekibinde birlikte çalışma fırsatı bulduğum Ahmet Erenli ve Sacide Erkman tarafından Borusan Sanat’a orkestra müdür yardımcısı olarak davet edildim ve böylelikle kurumumuzda görev aldım. Yaklaşık 12 yıldır, kurumumuz içinde farklı pozisyonlar üstlendim, son olarak da müdür olarak atandım.

Esin Hamamcı: Müzikle ilginizi nasıl tanımlarsınız?

Ailemin, yetiştirilme tarzımın bu ilgimin gelişmesinde büyük katkısının olduğunu söyleyebilirim. Yıllar içerisinde iyi bir müzik dinleyicisi olabilmek adına, farklı türler, eğilimler, akımlarla tanışmak kuşkusuz ki gerçekleşen etkinliklerin sıkı takipçisi olmayı gerektiriyor; ben hem yurtiçinde hem de yurtdışında konserlere gidiyorum. Elimden geldiğince yeni müzikleri dinlerim, bunların yanı sıra vazgeçemediğim belli başlı şarkı veya gruplar da var. Kısacası müzik dinlemeyi seviyorum.

Esin Hamamcı: Bir etkinlik takvimi belirlerken ilk baktığınız noktalar ve kırmızı çizgileriniz nelerdir?

Bu konuyla ilgili, Borusan Sanat çatısı altındaki üç marka için hem ortak hem de birbirlerinden farklı yollarımız var. Örneğin BİFO için, artistik direktörümüz ile sezonun temasını belirleyip, sonra uluslararası takvimlere ve programlara bakıp, Türkiye klasik müzik gündemine odaklanıp, eser ve solist planlamalarını yapıyoruz. Ayrıca uluslararası danışma kurulumuz ile de her daim fikir alışverişi içerisindeyiz. Borusan Quartet için de benzer bir yol izliyoruz; dünya klasik müzik gündemi belirleyici oluyor, müzisyenlerle görüşüp, artistik direktörümüz ile sezonluk programlarını planlıyoruz. Borusan Müzik Evi için, yurtiçi/dışı festivallerini takip ediyoruz, menajerlerle ile görüşüp, ekibimizle birlikte programlamasını yapıyoruz. Tabii biz de ekip olarak, dünya müzik gündemini takip edebilmek adına sezon içinde müzisyenlerin, şeflerin, grupların ve solistlerin yurtdışı ve içi konserlerine olabildiğince katılıp izliyoruz, dinliyoruz. Ayrıca İstanbul’daki diğer mekân, orkestralar ve kurumlar ile aynı güne, aynı tarzda/türde konser koymamaya, aynı dönemlerde peş peşe aynı solistleri çağırmamaya dikkat ediyoruz; bunu planlarken de diğer kurum yöneticileri ile bilgi alışverişinde bulunuyoruz.

Esin Hamamcı: Borusan Sanat’ın klasik müzik sunumu çizgisinden bahsetmek ister misiniz?

Borusan Sanat olarak amacımız, klasik müzik alanında Türkiye’nin müzisyenlerini, bestecilerini desteklemek ve uluslararası platformlarda bu eserleri icra ederek tanıtabilmek. Bunun yanı sıra dünyadaki klasik müzik trendlerini takip edip, bunların iyi örneklerini Türkiye’deki dinleyici/izleyicilere sunmak, diyebiliriz.

Esin Hamamcı: Borusan Sanat, “Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO)”, Borusan Quartet, Borusan Müzik Evi’ni çatısı altında topluyor. Bizleri bu sezon takviminde hangi mekânlarda neler bekliyor olacak?

Bu sezon, pandemiden kaynaklanan koşullarla programımızı üç aylık periyotlarla açıklıyoruz. 2022–2023 sezonumuzu eğer bir aksilik olmaz ise yaz sonuna doğru duyuracağız. Bu sezon, Ocak–Mart dönemi için, konuk şeflerimiz ve solistlerimiz ile orkestramızın müzikal ve sanatsal kalitesini en iyi şekilde icra edebilecekleri programlarımızı yaptık. Zorlu PSM Turkcell Sahnesi konserlerimizdeki solistlerimiz ve şeflerimiz buna iyi birer örnektir. Borusan Quartet’in Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’ndaki Mart ve Nisan konserlerinde Türkiye’den iki başarılı genç solist ile yapacakları konserleri, Borusan Müzik Evi’nde Mart ve Nisan aylarında doğaçlama, caz, çağdaş ve yeni müzik alanında birbirinden yetenekli yerli ve yabancı projeleri izleyici/dinleyicilerimizle buluşturmayı hedefliyoruz. Takipçilerimiz daha detaylı bilgiler için borusansanat.com adresinden ve sosyal medya hesaplarımızdan bilgi alabilirler.

Esin Hamamcı: Düzenlediğiniz konserlerin kayıtlarını borusansanat.tv’de dijital olarak yayınlamaya başladınız. Aynı zamanda konserlerinizle eşzamanlı olarak karnaval.com’da Borusan Klasik üzerinden canlı yayın yaptığınız bir projeniz var. Bu projeler nasıl oluştu, fikrin çıkış noktası neydi?

İlk etapta, klasik müziği daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için 2013 yılından beri yayın hayatını sürdüren Borusan Klasik radyomuz ve pandemi dönemiyle hızlandırdığımız ve 2021 Ocak’ta yayın hayatına başlayan Borusan Sanat TV (borusansanat.tv) ile konserlerimizin canlı ve kayıttan yayınlarına devam ediyoruz. Yeni içerikler, yayınlar üzerinde ekibimiz çalışmalarını sürdürüyor. Amacımız, müziğe erişimin kolaylaşması, izleyicilerimizin farklı platformlardan da konserlerimizi takip edebilmesi. Bu çalışmalarımızı planlarken kalitenin görsel ve işitsel olarak en üst seviyede olmasına çalışıyoruz. Güncel teknolojileri takip ederek, kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz.

Esin Hamamcı: Pandemi ve ekonomik şartlar göz önünde bulundurulduğunda klasik müzik icrasını gerçekleştirme ve sürdürme konusunda neler düşünüyorsunuz?

Pandemi ve ekonomik şartlar sadece klasik müzik alanında çalışanları, üretenleri ve/veya dinleyenleri etkilemedi. Ne yazık ki pandemi ve ekonomik şartlar yüzünden birçok insan işlerini, birikimlerini bu dönemde kaybetti. Günümüz ekonomik koşullarında sponsorların önemi de bir kez daha ortaya çıktı. Sponsorlar; kurumlar, tüketim markaları, bireysel girişimler ve seyirci desteği olarak günümüzdeki birçok sanatçının ve kurumun halen kendi alanlarında üretim yapmalarını sağlıyor.  

Esin Hamamcı: Borusan Sanat’ın müdürü olduğunuzdan bugüne gerçekleştirdiğiniz etkinlikler pandemi şartlarında gelişti. Bu dönem sizi nasıl etkiledi? Hedeflerinizi gerçekleştirmekte zorluklar yaşadınız mı?

Yıllar içerisinde planladığımız ancak biraz da emin adımlar ile ilerlemeyi düşündüğümüz dijitalleşmeyi, bu dönemde daha hızlı bir şekilde hayata geçirdik. Önümüzdeki sezonlarda planlamalarımızın etkilerini, sonuçlarını daha net görebileceğiz. Halen devam eden pandemi koşulları sebebiyle adımlarımızı dikkatli atıyoruz. Hedeflerimizi alternatifli şekilde planlayarak bir nevi önlem alıyoruz. Fiziki konserlerimizi yeniden başlatarak, bu süreçte uzak kaldığımız seyircilerimizi, hazırladığımız programlar ile güvenli ve sağlıklı bir şekilde salonlarımızda/etkinliklerimizde ağırlamak en büyük kazançlarımızdan biri olacaktır.

Esin Hamamcı: Pandemi sürecinde evlere kapandığımız dönemde konserlerden uzak kalmak sizin için nasıl bir süreçti, şimdi müzik adına gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?

Sanattan mahrum kalmak insanın ruhu için bir kayıptır. Sanatın insanın ruhuna, aklına iyi geldiği aşikârken, pandemi döneminde konserlerden uzak kalmak ilk başlarda kolay/zor, ortalara doğru zor, sonrasında dijital konserler ile biraz da olsa katlanabilir olmuştu. Her türlü zorluk, engel, yeni bir çözüm doğurur. Müzik adına yeni mecraların doğması ise her türlü zevke, kişiye, ekonomiye hitap ederek insanları biraz da olsa zor zamanlarda rahatlatıyor.

Esin Hamamcı: Borusan Müzik Evi, Beyoğlu’ndaki yerinde etkinliklerine devam ediyor. Beyoğlu’nda bir canlanma, nabız artışı var. Bu canlanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

2010 yılından beri İstiklal Caddesinde sanatseverlere hizmet veren Borusan Müzik Evi sayesinde Beyoğlu’nun, yıllar içerisinde değişen imajı ve profilini gözlemleme fırsatımız oldu. Beyoğlu her daim İstanbul’un merkezi caddelerinden biri olmaya devam edecektir. Beyoğlu, üzerindeki pek çok farklı mekân, kültür merkezi, restoran, konser salonları/mekânları sayesinde insanları çekmeye devam ediyor. Son dönemde daha da hızlanan bu değişim ve artışları ben olumlu açıdan yorumluyorum. Caddeler, mekânlar ve insanlarla güzeldir.

Esin Hamamcı: Klasik müzik dinlemeye gelen birinin müzikoloji bilgisine ihtiyacı var mı? Klasik müzik konserlerinden çekinenleri nasıl ikna edersiniz?

Hayır müzikoloji bilgisine ihtiyacı yoktur. Konser kitapçıkları ve/veya konser öncesi söyleşiler sayesinde günün programı, bestecisi, sanatçısı ile ilgili bilgileri öğrenebilirler. Zaman içerisinde konserlere giderek kendilerini geliştirirler. Okumaktan hoşlananlar için hem yerli hem de yabancı birçok kitap, internet sayfası mevcut. Bunun dışında, sormak ayıp değildir. Her zaman klasik müzik alanında üreten, çalışan insanlara ulaşabilir, soru sorabilirler.

Esin Hamamcı: Sizinle bir müzik seçkisi yapsak liste başı isimleriniz/ müzikleriniz hangileri olurdu? Klasiklerden ve yeni keşiflerinizden kimleri söylerdiniz?

Açıkçası sıralama yapmak çok zor ama; aklıma ilk gelen klasikler; Joy Division, The Velvet Underground, Antonín Dvořák, Beethoven, Steve Reich, Jakuzi, 123. Yeni keşif olarak son dönemde Willie Jones, Santi & Tuğçe, Schnellertollermeier, Lack of Afro, Ekin Beril.