
Sanat Kritik ve İthaki Yayınları işbirliğiyle, ölümünün ellinci senesinde Suat Derviş’i anmak için hazırladığımız etkinlik takvimini sizlerle paylaşıyoruz. Ekim ayına kadar devam edecek olan etkinliklere tüm okurlarımızı bekliyoruz.

Sanat Kritik ve İthaki Yayınları işbirliğiyle, ölümünün ellinci senesinde Suat Derviş’i anmak için hazırladığımız etkinlik takvimini sizlerle paylaşıyoruz. Ekim ayına kadar devam edecek olan etkinliklere tüm okurlarımızı bekliyoruz.
Tevfika İkiz, Suat Derviş’in İki Kadın, İki Aşk romanı üzerinde duruyor, onun “bugün için dahi güncel olan bir kadınlık durumu”nu anlattığını ifade ediyor. Almanya’da Berlin Konservatuarı’ndaki piyano eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönen Macide, ailesinin uygun gördüğü bir damat adayı olan Rauf ile evlenir, kızı Perihan’ı dünyaya getirir. Rauf’un okuldan arkadaşı Cemil ile tanıştıktan sonra ona âşık olan Macide’nin hayatı o günden sonra tamamen değişir. Bir yanda babası, kocası ve kızı, diğer yanda ise âşık olduğu Cemil arasında kalan Macide, oldukça büyük sıkıntılarla dolu zor bir süreç geçirir. Tevfika İkiz, Macide’nin bu süreçte bir kadın olarak arzularıyla sorumlulukları arasında nasıl bocaladığına dikkat çekerken onun aynı zamanda bir anne olarak Perihan’a dair endişelerini de dile getiriyor. İkiz, Suat Derviş’in İki Kadın, İki Aşk isimli romanında yine oldukça çarpıcı bir aşk anlatısına imza attığını belirtirken saplantı, arzu ve ihtirasla dolu ilişkilerin kitaba nasıl bir derinlik kattığını da farklı noktalardan değerlendiriyor. […]
Çimen Günay Erkol, Suat Derviş’in 1939 yılında tefrika edilen İstanbul’un Bir Gecesi romanı üzerinde duruyor. Suat Derviş’in Behçet Necatigil’e yazdığı mektubunda “en sevdiğim romanlarımdan biri” dediği İstanbul’un Bir Gecesi, karanlık bir atmosfere sahip olmasına rağmen anlattığı hikâye ile topluma ışık tutan bir eser. Romandaki karakterlerden biri olan Ali’nin aslında “bir tür sınır karakter” olduğunu belirten Çimen Günay Erkol, onun farklı sınıflara ait birçok insanı bir araya getirdiği tespitinde bulunuyor. Kimi noktalarda Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi romanıyla ortaklıklar kuran, düğün sahnelerinde toplumun farklı kesimlerine açılan roman, İstanbul’u sokak sokak içerisine hapsediyor. Zenginlerin zenginliğinin kaydını tutan, asıl işi muhasebecilik olan Ali, alt sınıflardan gelen bir kahraman olarak içerisinde bulunduğu durum ile ulaşmak istediği yerleri kıyaslar, bunalıma girer. Suat Derviş’in romanda birçok farklı kahramanın hayatını anlattığını belirten Çimen Günay Erkol, yazarın “bir tür ağ” ile İstanbul’un farklı yüzlerini sembolize eden birçok farlı kişiye hayat verdiğini ifade ediyor. […]
Bu bölümde Sevdagül Kasap, Suat Derviş’in 1935 yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen ve ilk kez 1939’da kitaplaşan Hiç romanı üzerinde duruyor. Yazarın kendisinden izler taşıyan, kadın karakter merkezli eserlerinin pek çok katmanlı bir yapıdan oluştuğunu söylüyor. Kadınların sevmediği erkekler Derviş’in romanlarında ikinci plandadır, yer kaplamazlar, birer “sabun köpüğü”dürler. Fakat Hiç romanında sevilmeyenler kadar sevilenler de sabun köpüğüdür. Romanın ana konusu “hiçlik” ise, artık bir karakter olarak karşımıza çıkmaktadır. Kasap, Suat Derviş’in eserlerinde intihar eden kadınların, güçlü bir ifade etme biçimi olarak işlendiğini aktarır. Hiç romanında olduğu gibi içine sürüklendiği konumu reddeden bir kadın ifadesi vardır. […]
Copyright © 2020-2025 | sanatkritik.com
İlk yorum yapan olun