.

Yüzünü Etiğe Dönmek

Aydın Gelmez

Televizyon tartışmalarında, hatta gündelik hayatın içinde “etik” sözcüğünü kâh isim kâh sıfat olarak daha sık duyardık. Bu sözcüğü artık eskisi kadar duymuyor oluşumuz, etik sorunların ortadan kalktığı ya da azaldığı anlamına gelmiyor elbette. Bilakis, etikten ayrı düşünülemeyecek bir kavram, bir talep olarak yüzümüzü döndüğümüz her yerde kendisini gösteriyor: “adalet”. Bu kavram üzerine düşünebilmek ise politik olduğu kadar etik de bir perspektif gerekiyor. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Tepe tarafından yazılmış Etiğe Giriş: Teorik Etikten Pratik Etiğe böyle bir perspektif kazanmak, etik, etik sorunlar ve etiğin sorunları üzerine içgörü sahibi olmaya başlamak için biçilmiş kaftan.

Kırk yılı aşkın felsefe serüveni boyunca çalışmalarının odağında daima bir biçimiyle değer, değerler, etik ve bunlara ilişkin sorunlar bulunan, pek çok öğrencisini de aynı yolda yürümeye teşvik eden, onlarla birlikte yürüyen Prof. Dr. Tepe, bu kitapla arkasındaki bu büyük birikimi imbikten geçirip okurun dikkatine sunmuş. Dilin dehlizlerinde dolaşarak, bir şey söyleyip söylemediği konusunda belirsizlik yaratan, etkisinin gücünü de tam bu belirsizlikten alan düşünür ve yazarların aksine Tepe, konuşur gibi, gayet “okunaklı” yazarak, tam da arzu ettiği gibi, görüşlerinin herkes için ulaşılabilir olmasını sağlamış.

Etik sorunların çözümüne dair açıklamalar

Dört bölüme ayrılmış kitabın girişinde ahlak, ahlaklılık ve etik kavramlarını tartışan Tepe, ardından birinci bölümde etiğin başlıca teorik sorunlarını ele almış. Etik bilginin imkânı, etiğin normatif olup olmadığı, etiğin evrensel mi yoksa göreli mi olduğu, keza öznel mi yoksa nesnel mi olduğu, etiğin akıl çerçevesinde mi yoksa duygular çerçevesinde mi ele alınması gerektiği gibi, felsefi etiğin tarihinde tartışılagelmiş en önemli sorunlar, oldukça açık biçimde ele alınmış. Tepe, bu tartışmaların bir haritasını çıkarmakla kalmamış, çözümlerine dair de doyurucu açıklamalar yapmış.

Kitabın ikinci ve üçüncü bölümü ise felsefe tarihindeki etik kuramlara ve bunların yanında “karşı etiklere” ayrılmış. Bu çerçevede Aristoteles’ten başlayarak, Kant’a, Bentham’a ve metaetiğe kadar sözü edilmeye, tartışılmaya değer pek çok etik kuram, okura yol gösterecek biçimde ele alınmış. Burada Kuçuradi’nin etik görüşüne yer vermesi kitaba ayrı bir özgünlük katmış. Ayrıca “karşı etikler” başlığı altında, MacIntyre’dan, Hans Jonas ve Kropotkin’e uzanan bir çizgide geleneksel etiğe yöneltilmiş eleştiriler de kitapta yer bulmuş.

Dördüncü ve son bölümde ise Tepe, çağımızın yüzleşmekten kaçınamayacağımız temel sorunlarını, hem ilgili soruna dair ortaya konmuş felsefi teorilerle hem de kendi etik bakış açısıyla tartışmaya açmış. Ekolojik sorunlar, şiddet, ırkçılık, mültecilik, yoksulluk, insan hakları ve feminizm Tepe’nin kadrajında kendilerine yer bulmuş.

Herkes için bir başvuru kaynağı

Kuçuradi’nin, yaşarken doğru ve değerli eylemlerde bulunmak için iyi olanı istemenin yetmeyeceği, bunun aynı zamanda bir bilgi sorunu olduğu yollu uyarısı da hatırda tutulduğunda, Harun Tepe’nin Etiğe Giriş kitabı, felsefe öğrencilerinin yanı sıra, etiğin tarihine, etiğin sorunlarına ve etik sorunlara dair bir perspektif sahibi olmak isteyen herkes için bir başvuru kaynağı olarak duruyor.