Bir Evi Yuva Yapan Nedir?

Hafize Çınar Güner

İnsanlar eskiden bu kadar yer değiştirmezler; doğdukları, büyüdükleri evde ya da mahallede yaşlanıp ölürlerdi. Her evin bir hafızası vardı. Modernleşmeyle birlikte mekân algısı ve estetiği hızla başkalaştı. İnsanlar pek çok nedenden dolayı, bir yere tam olarak kök salmadan yer değiştirmeye başladı. Savaşlar, iklim değişikliği, doğal afetler, ekonomik ve toplumsal krizler bu değişime daha da ivme kazandırdı. Peki bir yerden başka bir yere gitmek, yer değiştirmek yani “taşınmak”, sadece bedenin ve eşyaların hareketi midir? Duygular, düşünceler, düşler  ve anılar da sığar mı bavullara, yüklenir mi arabanın bagajına ya da kamyonun arkasına?

Yaşanmışlıklarla dolu o yerden ayrılmak, sığınağımızı terk etmek, hüzünle karışık farklı duygular yaşatır insana. Gitmeyi biz seçmiş olsak bile duvarlara sinmiş acı tatlı hatıralar; çocuğumuzun boyunu ölçmek için attığımız çizikler, astığımız tablolardan kalan çiviler, üst katı su bastığı zamandan kalma lekeler ve daha neler neler bizi duygulandırır. Duvarların bir dili olsa da anlatsa deriz, anlatsa da unutulmasa… Güvenli alanımızdan belirsizliğe doğru giderken elbette hüzünle birlikte merak ve umut da bizimle gelir. “Evimizi” arkada bırakırız ama bir evi “yuva” yapacak şeyleri yanımıza aldıysak yeniden kök salmaya hazırız demektir. Yeni yılın ilk haftasında Ceyda Yücekal editörlüğünde 1001 Merak Yayınevi tarafından yayımlanan Rofusz Kinga imzalı, ödüllü sessiz kitap Yuva, bize işte tam da bunu anlatıyor. Yeni bir evi yuva yapmanın hikâyesini akıcı ve şiirsel imgelerle, güçlü simgelerle bir çocuğun bakış açısından, zengin görsel bir dille okura sunuyor.

Sessiz Kitaplara Kulak Verin!

2023 yılında Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’nda Bologna Ragazzi Cross Media Ödülü’ne layık görülen kitap, dijitalleşmenin yaşamımızı hızla kuşattığı bu çağda sessiz kitapların bizlere neler sunulabileceğini yeniden düşündürüyor. Bologna Ragazzi Cross Media Ödülü, geleneksel kitap yayıncılığının ötesine geçen, diğer platformlara da yayılan yenilikçi edebî girişimlere ve kitap yayınlama projelerine veriliyor. Dijital kültür, kitap dünyasında kendine daha çok yer açmaya çalışırken yeni kuşak da sesi, hareketi ve görüntüyü metne daha çok tercih edebiliyor. Bu durumda sessiz kitapların gücü daha da ortaya çıkıyor.

Sessiz kitaplar, dünyada giderek daha popüler hale gelirken ne yazık ki ülkemiz için aynı şeyi söylemek zor! Resimler; çizgiler, renkler, semboller eşliğinde öykünün inşasını okurla birlikte yapmak isteyen bu kitaplar, okuru yaratım sürecinin bir parçası olmaya davet ediyor. İşte bu davet kimi zaman ebeveynler ya da öğretmenler için zorlayıcı da olabiliyor.

Çocuklarla birlikte resimler hakkında düşünmek, fikir yürütmek, soru sormak, özgür çağrışıma teşvik ettirmek emek istiyor. Çocuğa etkileşimli olarak kitap okumakta bile yetersiz kalan ebeveynler, sessiz kitapların dilinden pek de anlamak istemiyor. Oysaki sessiz kitaplar çocukla birlikte pek çok şeyi konuşma, “zor konuları” anlama ve başa çıkma; çocuklara iç dünyalarını yansıtma olanağı sağlıyor. Okurun hayal ve imgelem gücüne açık kurgular, dil engeli olmadan farklı farklı bakış açılarıyla tekrar tekrar okunabiliyor. Çocuk okur kendini daha özgür hissettiği için de dil ve anlatım becerisi, özgüvenleri gelişiyor. Yaratıcılığı kışkırtan, düşünmeye iten ve gözlem gücünü artıran sessiz kitaplara kütüphanemizde daha çok yer açmamız gerekiyor.

Ceyda Yücekal, 1001 Merak markasıyla yayına başladığı günden itibaren bizleri pek çok güzel sessiz kitapla buluşturdu. Yuva ,bu kitaplardan sadece biri. Evrensel bir konuyu naif bir şekilde ele alan bu kitabı okuduktan sonra kitaplığımda Gaston Bacheland’ın Mekanın Poetikası kitabını aramaya koyulmak istiyorum. Sanırım “iyi kitap” böyle bir şey; duygularınızı harekete geçirmekle ve geçmişle yüzleşmenizi sağlamakla kalmıyor, size pek çok yeni pencere açıyor. Kitaplığımı karıştırma isteğimi erteleyip Yuva’nın kapağındaki pencereyi tekrar için aralıyorum.

Semboller ve İmgeleri

Anne, babası ve büyükannesiyle birlikte ağaçlarla çevrili evde yaşayan çocuk için doğa iyi bir oyun arkadaşıdır. Ancak bir gün bahçesindeki büyük ağaca da ağaca astığı salıncak ve kuş evine de veda etmesi gerekir. Evlerine asılan satılık tabelası bir anda renkleri yeşilden kızıla, kızıldan kahverengiye doğru değiştirir. Büyükannenin dumanı üstünde tüten çayı eşliğinde yapılan satış planları çocuğun elinde kağıttan kayıklara dönüşür. Kayıklar üzerlerindeki yapraklarla nehirde belirsizliğe doğru yol alır. Çok geçmeden satış gerçekleşir ve eşyalar bir bir kamyona taşınır. Renkler daha da koyulaşır. Aileyi koruyan bitki örtüsüyle çevrili güvenli evden etrafında hiç bir bitki olmayan “çırılçıplak” bir eve doğru yola çıkılır.

Aile evini simgeleyen minik kuş evi, çocuğun kollarındadır. Bir başka simge de eşyalarla birlikte gelen küçük bir saksıdaki filizdir. Kuş evinden çıkan yapraklar zamanla ve emekle yeniden bir ağaca dönüşecektir. Babaannenin çayının dumanı evi sarar, annenin kızıl saçları yine nehir olur dalgalanır. Yeni kitaplar okunur, örgüler örülür, hayaller kurulur ve bir ev şefkatle yine sıcacık bir yuva olur. Renkler yine değişir yeşilin her tonu ve kırmızı çiçekler sayfalara yerleşir. Yuva; evlere, binalara, kısacası nesnelere bağlı olmayan, zamanla gelişen, ailenin ortak çalışmasıyla şekillenen bir kavramdır. Kitabın son sayfasında bu mesajın altı daha da çizilir. Çocuk, artık bir yetişkin olarak karşımızdadır. Bitki örtüsü ile kaplı bahçede, devasa ağaçların altında yukarı, dallara doğru bakarken kuş evi için yeni bir yer arar.

Macar sanatçı Rofusz Kinga, duygu ve imgelem yüklü bu kurguyu okuyan herkesi, kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor. Hatırlamak ve yeniden kök salmak isteyenlere…

Yuva, Rofusz Kinga, Editör: Ceyda Yücekal, 1001 Merak Yayınları, 2025

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*