.

“Hepimiz Hünkârız Irgatlarımız Farklı, Hepimiz Irgatız Hünkârlarımız Farklı…..”

Duru Tiyatro’nun yeni oyunu “Irgat”, Türkiye’de geçen ve Shakespeare’in bile yazdığından haberi olmayan, yürek burkan bir hikâyeyi sahneye taşıyor. Irmak Bahçeci’nin, Shakespeare’in günümüze kalan tüm oyunları tarayarak, sadece onun cümleleriyle yazdığı oyunun yönetmenliğini Emrah Eren üstleniyor. Müzikli oyunda, büyükşehre gidip kendini koskoca bir inşaatın, betonlaşmanın ve vahşi kapitalizmin içinde bulan “ırgat”ı Emre Kınay, “beyzade”yi ise Sertaç Nicholas Güder canlandırıyor.

“Irgat”, bu toprakların hiç de yabancı olmadığı, yürek burkan tanıdık bir hikâyeyi tiyatro sahnesine taşıyor. Memleketindeki çatışma ortamında doğup büyümüş olan Irgat, bir çatışma sırasında öksüz kalmış bir çocuğu sahiplenir ve çocuğu da alarak metropole gelir. Tek derdi, başını sokacak bir yer ve karnını doyurmak olan Irgat, şans eseri bir inşaat firmasının sahibiyle tanışır. Adam, Irgat’a inşaatlarından birinde hem kalacak yer hem de iş verir. Çocuk da zaman içinde büyür ve o da inşaatta Irgat’la yan yana çalışmaya başlar. Bitmek bilmeyen bir kavganın sürdüğü topraklardan, ideolojik çatışmanın kasıp kavurduğu üniversiteden, taşranın işsizliğinden, metropolün ağır işçiliğinden kurtulmayı becermiş bir işçi olan Irgat’ı trajedi, nereden kaçarsa kaçsın kendi vicdanında yakalayacaktır.

Duru Tiyatro’nun yeni oyunu “Irgat”ın müzikleri Cenk Erdoğan’ın, dekoru Cihan Aşar’ın, ışık tasarımı Yakup Çartık’ın, şarkı sözleri ise Faruk Üstün’ün imzasını taşıyor.

Esin Hamamcı, Duru Tiyatro’nun yeni oyunu “Irgat”ın yönetmeni Emrah Eren ve dekor tasarımcısı Cihan Aşar ile konuştu.

Esin Hamamcı: Irgat oyununun perdeleri açıldı. Oyun için öncelikle hisleriniz nedir diye sormak isterim, pandemi döneminde uzun süren kapanmaların ardından bu oyun size nasıl hissettirdi?

Emrah Eren: Mesleğimi yapmayı çok özlemişim. Provasız, temsilsiz geçen günlere pek alışkın değilim. Pandemi her iş kolunu vurdu evet ama kabul etmek gerekiyor ki canlı performans sanatlarının kökünü kazıyordu neredeyse. Pandemi bizi öldürmedi neyse ki ama mesleğimizi bitkisel hayata soktu. Bu koma halinden Irgat’la çıkmayı başardığımız için mutluyum.

Cihan Aşar: Heyecan! Uzun suren bir beklemenin ortasında aradı Emrah. Zaten çalışmak istediğim bir yönetmendi, projeyi anlattı, yaratıcı ekibi söyledi muazzam bir deneyim olacağı belliydi benim için o an, öyle de oldu zaten.  Mesleki olarak uzun bir beklemenin arkasından bana kendimi çok iyi hissettirdi sanki nadasa bıraktığım ne varsa toplamak gibi.

E.H.: “Irgat”ın doğuş evresi nasıl oldu? Oyunun yaratıcı ekibi olarak nasıl hazırlandınız?

E.E.: Uzun bir süreçti. Önce Emre Kınay’la beraber çalışma fikrinin doğuşu, akabinde projenin pandemi koşullarına göre tohumunun atılması ve metnin inşası neredeyse bir yıl sürdü. İlk provaya başladığımızda yine bir kapanma tokadı yedik. Sonrasında “dijital tiyatro olarak mı sahnelesek?” fikirleri uçuştu. Neyse ki bu uçuşma, fikir bazında kaldı. İKSV Tiyatro Festivali’nde prömiyer yapma olasılığı ortaya çıktığında tünelin sonundaki ışığı görebildik. Prömiyer tarihimiz belli olunca yolu yürümemiz kolay oldu. Neredeyse iki buçuk yıllık zorlu maratonun ardından 25 Ekim’de seyircimize kavuşup, şeytanın bacağını kırdık. Yaratıcı ekip olarak projenin en başından beri bir aradaydık. Herkes neyi nasıl gerçekleştireceğine çok hakimdi. Prova süreci bu yüzden çok kolay geçti.

C.A.: Emrah viski aldı bana geldi. 😊 Uzun uzun konuştuk, sesli düşündük, bol bol saçmaladık 3 gün sonra vazgeçtik ve sevdiğimiz fikirleri tuttuk sonra ben bunları estetik biçimde bir araya toplama derdine düştüm. Şahane bir takım oyuncusu Emrah her düşüncesini, aklına gelen her fikri benimle paylaştı ben de onunla, keyif aldığım çalışma biçimi bu, kendi başıma bağımsız bir dünya kursam ve şahane bir görseli olsa ama oyuna hizmet etmezse benim için çöptür. O yüzden Irgat’ın yaratım süreci bir takım keyif veren sıvılarla eşliğinde hiç strese girmeden şahane sonuçlanan bir süreçtir benim için.

E.H.: Emrah Eren, 2001 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Daha sonra İstanbul’da Bakırköy Belediye Tiyatro’larında oyuncu olarak çalışmaya başladı. Bir röportajınızda belirttiğiniz üzere oyunculuk eğitiminin üçüncü yılında yönetmen olmak istediğinizi anlıyor ve Turgay Kantürk’ün de desteğiyle yavaş yavaş bu alana geçmeye başlıyorsunuz. Yönetmenliğini yaptığınız oyunlardan Hayan Çiftliği (2014) 2015 yılı, İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu? (2016), 2017 Ekin Yazın Dostları Tiyatro Ödülleri’ni kazanıyor. Bir Baba Hamlet (2017), 2018 Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Yönetmeni” ödülünü getiriyor.  Geçmişteki oyunlardan bu zamana nasıl bir yol katettiğinizi düşünüyorsunuz, sahnede ne gibi değişimlere yelken açtınız?

E.E.: Şu ana kadar sahnelediğim oyunlara kabaca baktığımda dertsiz tasasız tek oyunumun olmadığını görüyorum. Midemin kaldırmadığı oyunu kabul etmiyorum. “Evet” dediklerinizden çok “Hayır” dedikleriniz belirliyor kariyerinizi belki de. Yazılmış ya da yazılacak olan hikayeleri seyirciyle paylaşmaya devam ediyorum. Yaptığım işin özeti bu aslında. Ama zaman geçtikçe, yaşlandıkça, daha azalmayı seçtiğim bir gerçek. Yaptıkça değil, attıkça da oluyor.

E.H.:  Emrah Eren için klasiklerin uyarlanmasında en önemli nokta nedir?

E.E.: Mesel’i bulmak, tutmak ve kılavuz eylemek. Kılavuzluğu kargalara kaptırmamak. Güncel olanla bağını araştırmak. Seyircinin idrakini kolaylaştırmak. Eserin orijinalinin içerdiği grafiğin dinamiğini korurken bir yandan sahneye koyduğunuz eserin grafiğini inşa etmek. Birçok parametre var. Her eser kendi kilit ve anahtarlarıyla geliyor karşınıza. Hepsini açan bir maymuncuk yok elimde maalesef. Çoğunu deneye yanıla buluyoruz.

E.H.:  Son dönemde öne çıkan “yönetmen tiyatrosu” kavramı sizin için ne ifade ediyor?

E.E.: Benim için tek tiyatro var: seyircinin izlediği. Ben de seyirciyle meslektaşım. Onlar adına oturuyorum provalarda, prömiyerde de eserin asıl sahiplerine devrediyorum oturduğum yeri.

E.H.: Irgat’ın tek bir oyuncusu var, Emre Kınay. Tek oyunculu oyunları yönetmenin avantajı/dezavantajı nedir?

E.E.: Çalıştığınız tek oyunculu oyunun oyuncusu Emre Kınay’sa oyununuz tek kişilik değildir. Emre Kınay’ın paletinde yer alan renklerle 60 kişilik bir müzikali bile Emre ile sahneleyebilirsiniz. Abarttığımı düşünenleri Emre ile çalışmaya davet ediyorum;) Sorunuza dönersem: yönettiğim ikinci tek kişilik oyun “Irgat”. Çatışmayı ve aksiyonu kurmak zordur tek kişilik oyunlarda. Ama Irgat’ın daha yazım sürecinde aksiyonu ve çatışmayı kurarak ilerlediğimiz için herhangi bir zorluk yaşamadım.

E.H.:  Cihan Aşar, 1999 yılında Şehir Tiyatroları’nda çalışmaya başlar. 2010 yılından itibaren Şehir Tiyatroları ve birçok özel tiyatroda da sahne dekor tasarımları yapar. Bize bu macerayı anlatır mısın? Baban Engin Aşar’ın, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Sanat Teknik Müdürü olmasının mesleği seçmendeki faktörü neydi?

C.A.: 19 yaşında dekor realizatörü olarak girdim Şehir Tiyatroları’na tabii ki babamın etkisi büyük ama Şehir Tiyatrolarına girmemden daha fazlası “Git Barış abine yardım et,” demesidir, benim için kırılma anı odur. Hikâyenin buraya gelmesinin, yaptığım işten bu kadar keyif almamın tek sebebi Barış Dinçel’dir. Sonrası zaten hiç kurgulamadığım şekilde gelişti. İlk tasarımımı yaptım sonra birileri beğendi ikincisini başka birileri üç, dört derken bir baktım yüze yaklaşmış ve en verimli zamanım gibi hissediyorum 20 sene daha buralardayım. 😊

E.H.: Gomidas, Türk’ün Ateşle İmtihanı, Ağaçlar Ayakta Ölür, Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor, Tarla Kuşuydu Juliet halihazırda sahnelenen, tasarımını hazırladığın oyunlardan birkaçı. Oyunlarla Yaşayanlar, Macbeth, Antigone, Cadı Kazanı, Şark Dişçisi, Topuklu Terlik Süt Yapar ise yine tasarımında, sahnesinde emeğin olan oyunlar. Senaryo oyunu ile 2018-2019 Tiyatro Sezonu Sahne Tasarım ödülünü alıyorsun. Klasiklerden yenilere geniş bir yelpazeden söz ediyoruz. Bir mekânın, dört duvarın, estetik bir tiyatro sahnesine dönüşüm macerasında olmazsa olmaz dediklerin nelerdir?

C.A.: Daha önce söylediğim gibi ben takım oyuncusuyum. İlk sorularım şunlardır ışık tasarımını kim yapıyor, kostüm tasarımcısı kim? Kurulan dünya bana ait değil ben o dünya içinde diğer takım arkadaşlarımla entegre bir dünya kuruyorum, ne bir adım öne çıkmak derdim ne de insanlara woowww dedirtmek. Sonuçta atomu parçalamıyoruz o yüzden benim için en önemlisi şahane takım arkadaşları ve huzurlu bir ortam. Bir de dekorun ufak bir zekâsı olursa tabiii……. Mis

E.H.: Bir oyunun sahnesini kurgularken nesnelerle ilişkin nasıl? Onlara kimlik verirken nelere dikkat ediyorsun?

C.A.: Nesnelerle ilişki, kimlik vermek falan çok süslü cevaplar verilebilir aslında ama ben düz bir adamım😊 Nesnelerle ilişkim tamamen iş ilişkisi. Oyunları okurken bir dünya canlanıyor gözümde bazen finalinde çöpe gidiyor bazen yönetmenle konuştuğumda bazen de cuk oturuyor her şeye. Organik malzemeleri daha çok seviyorum renk skalam çok geniş değil bence sıcak renkler tercihim ve hareketli dekorlar oyuncuyla değişen, dönüşen işler yapmak keyifli. Süslü mü oldu?

E.H.: Peki oyuncunun dekoru çok aktif kullandığı Irgat’ın dekor tasarımını yaparken özellikle dikkat ettiğin noktalar var mıydı?

C.A.: Irgat’ın tasarımını yaparken kurgulamıştık, iskelenin ranza olacağını oyuncunun kolonların üzerine çıkacağını vs. ama birçok şeyi de Emrah provada buldu ve hepsi şahane oturdu. Statik dekorlar, bol kapılı kutu dekorlar sevmiyorum hareket eden, değip dönüşen işler keyif veriyor bana buna uygun bir reji kafası olduğu için oyunda yaptığım ve izlediğim şeyden keyif alıyorum.

E.H.: Irgat, William Shakespeare’ın cümlelerinden oluşan bir kolaj hâlinde ilerliyor. Shakespeare’ın meşhur kafatası bu oyunda bir işçi baretine, hançeri bir “ırgat”ın bıçağına dönüşüyor. Hamlet’in ve diğer metinlerinin bu oyundaki etkisi nedir?

E.E.: Yalnızca Hamlet değil Shakespeare’in 37 oyunundan paragraflar, cümleler, söz öbekleri ve kelimeler var bu oyunda. Hangisi hangisinden biz bile unuttuk. O yüzden Shakespeare uzmanı olan seyircilerimize tavsiyem bu bulmacaya kafa yormadan oyunu izlemeleri. 😉

Emrah Eren
(Görsel kaynağı: Tiyatroadam)

C.A.: Hamlet ve diğer metinlerin bu oyuna etkisi yok zaten onlardan oluşuyor. Burada bir fikir var ve o fikrin Irmak Bahçeci tarafından çok iyi realize edilmesi var. Bu süslü ve şiirsel cümlelerin bu kadar düz ve hayat akışı içinde kurulması bu oyunun alameti farikalarından biri (uzun zaman olmuştu cümle içinde kullanmayalı bu kelimeyi çok iyi hissettim) bence Shakespeare (evet yazarken googleladım) izleseydi sever hatta kulise gelir çakallaarrr derdi 

E.H.: Shakespeare dışında bir etkilenme söz konusu mu?

E.E.: Hayır. Hikâye bize ait, sözler Shakespeare’e. Ve bu yeni hikâyenin kurgusu da Shakespeare oyunlarının beş perdeli, altın oranlı kurgusu gözetilerek oluşturuldu. Müthiş bir kadın Irmak Bahçeci. Yazar, dramaturg, akademisyen, entelektüel… Onunla uzun zamandır yol yürüyoruz. Irgat’la da bu yolu taçlandırmış olduk.

C.A.: Shakespeare dışında onun etkilendiği ve bu oyunları ona yazdıran her şeyin etkisi var bu işte. Çok yere dokunuyor işaret ediyor metin. Hünkâr’ın, Beyzade’nin, Civan’ın oyundaki bütün karakterlerin o gün olduğu gibi bugün de karşılığı var. (bilmiş bilmiş konuşuyorum yap dekorunu geç 😊 )

E.H.: Irgat, inşaatta çalışan, hayatın risksiz bölgelerinde yaşamayı seçmiş, konfor alanını bırakmamış bir işçi. Okula “sağ ve sol harekete karışmadan” gidip geldiğini, onların aralarına karışmaktan çekindiğini söylüyor. Ancak olaylar onu bir inşaat şantiyesine getiriyor.  “Güçlü” patronuna da çok güveniyor. Gece gündüz çalışsa da “gık demem” diyor. Kırılma anından sonra ise ona “düşman” oluyor. Gözünün açılmasındaki o etken ise iş kazası. Bu konuda da dönemin siyasî arenasına gönderme yapan bir oyun. Çoğalan plazalar ve işçi kazalarını, “vahşi kapitalizm” eleştirisini sahneye yansıtırken kurgulamada nelere dikkat ettiniz? Oyun bu noktada kendi gerçekliğini nasıl yarattı?

C.A.: Hocama bırakıyorum……. Hayır veririm cevap ama şimdi Emrah da o zaman orada profil değil başka bir malzemeyle kurgulansaydı falan der, bozuşuruz. 😊

E.E.: Sizin de belirttiğiniz kırılma anları arttıkça Irgat garipken kendini daha garip hissetmeye başlıyor. O yüzden: “Yakarsa dünyayı garipler yakar.”

EH.: “Irgat” sizce kimin öyküsü?

E.E.: Hepimizin öyküsü deyip klişe bir yanıt vereyim istiyorum. Ya da ben bir şey demeyeyim de seyirci karar versin kendi öyküsü olup olmadığına.

C.A.:Irgat bence hepimizin öyküsü (bu cevapta klasikçiyim) Irgat olmadan hünkâr olunmuyor sonuçta hepimiz hünkârız ırgatlarımız farklı, hepimiz ırgatız hünkârlarımız farklı…

Emre Kınay-Esin Hamamcı
Esin Hamamcı-Cihan Aşar

E.H.:  Oyunda sıkça gönderme yapılan ve var olan sisteme getirilen eleştiri ile biraz da “gözünü aç” denen kitle olarak gençlerin, genç kuşağın tiyatroya olan ilgisini nasıl buluyorsunuz?

E.E.: Pandemi öncesi iyiydi. Ancak şimdilerde gün boyu maske takarak çalıştıkları okul ve iş yerlerindeki zorlu maraton, yine bir maskeli etkinlik olan tiyatroyu tercih etmelerinde etkili oluyor. En azından akşam saatlerinde maskesiz olmak istiyorlar, ki haklılar. Bir de üstüne delice değişen ekonomik parametreler önce sanatsal etkinlikleri etkiliyor. Ne diyeyim? Zaman, zemin, zuhur…

C.A.: Ben seviyorum gençlerin kafa yapısını deyip yaşlı yaşlı konuşmayacağım ben de gencim. İnsanların, gençlerin her neyse her kimsenin sinemayla, tiyatroyla ya da muadili olan alanlarla ilgilenebilmesi, buluşabilmesi için gelecek kaygısı taşımaması gerekiyor o yüzden bu cevap oyunda gönderme yapılan sistem eleştirisini ne kadar haklı bir yerden olduğunun sağlaması gibi olacak bu kadar çok şeyle ilgilenirken tabi ki yeteri kadar tiyatroya ilgi duyamıyorlar ve çok haklılar.

E.H.: Bir Shakespeare kolajı olarak Irgat’ı farklı ülkelerde de görecek miyiz?

C.A.: Hocam sana soruyor, ben görmek istiyorum.

E.E.: Nisan’da İngiltere ve Ağustos’ta İskoçya turneleri olacak. Salgın koşulları izin verdiği ölçüde tabii.

E.H.: Sıradaki projelerinizden bahsetmek ister misiniz?

E.E.: “Irgat”ın prömiyerinden hemen sonra Baba Sahne’nin yeni oyunu için çalışmalara başladık. 17 Ocak’ta seyirciyle buluşacak. Dolu dolu prova günlerine kavuştuğum için kendi adıma mutluyum, gerisi seyircimizde…

Teşekkür ederiz bu güzel ve keyifli söyleşi için…

“Irgat”, 17 Aralık 2021 Cuma ve 18 Aralık 2021 Cumartesi akşamları saat 20.00’de Duru Tiyatro Ataşehir Watergarden Performans Merkezi’nde seyirciyle buluşacak. Oyunun biletleri biletix.com ve biletinial.com adreslerinden temin edilebilir.