Zıpçıktılar: Peyami Safa’nın Server Bedi takma adıyla yazdığı roman (1925) * Romanın başkahramanı Cevdet zengin Mahmut Efendi’nin kızını kibar ve şık bir beyefendi görünümünde istemeye gider fakat Mahmut Efendi’den ret cevabı alır. Ancak Mahmut Efendi’nin karısı Vuslat, bu evlilikten yanadır ve Cevdet ile işbirliği yaparak Nezihe’nin onunla buluşmasına yardım eder. Cevdet buluşmada Nezihe’ye tecavüz eder ve Mahmut Efendi de evliliği kabul etmek zorunda kalır. Ardından Vuslat, Mahmut Efendi’yi öldürüp mirasına konmak için Cevdet’ten yardım ister. Önce onu takip ederek paralarının yerini bulur ardından onu öldürüp gömerler. Sonrasında Nezihe’yi de alıp Şişli’ye taşınırlar. Burada başka bir isimle yaşamaya, bu yeni hayata uyum sağlamaya başlarlar. Evlerindeki kabul günlerinden birinde Vahit Bey ile tanışırlar. Vahit Bey, Cevdet’i tanımıştır. Bu durum ilk önceleri onları tedirgin etse de sonradan Nezihe’nin Vahit Bey’in metresi olmasıyla tehlike ortadan kalkmış görünür. Yeni tanıştıkları muhitteki erkekler Vuslat ile ilgilenmeye başlarlar, Cevdet de onu kıskanmaya başlar, Vahit Bey ile Vuslat arasında bir ilişki olduğunu öğrenir ve onları öldürmeye gider. Vuslat, Cevdet’e Mahmut Efendi’yi öldürdüklerini bildiğini ve şantaj yaptığı için Vahit ile birlikte olduğunu söyler. Bu arada öncesinde tulumbacılar gelip Mahmut Efendi’nin evine girip araştırma yapmak istediklerini söylemiş, ancak Cevdet aldırmamıştır. Vuslat’ın söyledikleri üzerine Fatih’teki eve geri dönüp Mahmut Efendi’nin kemiklerini taşımaya karar verirler. Ancak oraya geldiklerinde mahzenin açıldığını ve etraflarının tulumbacılar tarafından çevrildiklerini görüp kaçmaya başlarlar. Kaçarken Cevdet Vuslat ile birlikte bir tulumbacıyı da vurur. Vuslat ölmemiş, yaralanmıştır. Ölmeden önce Cevdet’ten mirasını Nezihe’ye bırakmasını ister. Cevdet yakalanır ve idam edileceği günü beklemeye başlar. * Roman, Cevdet’in idamından önce yazdığı hatıraları şeklinde kaleme alınmıştır. * Zıpçıktılar Latin harfleriyle bazı bölümlerin çıkarılmasından sonra Deli Gönlüm adıyla 1935 yılında basılmıştır (İlk baskı Arap harfleriyle 1925, Deli Gönlüm adıyla Semih Lütfi Bitik ve Basımevi, 1935, Çimen Günay-Erkol tarafından eserin orijinal hali Latin harflerine aktarılarak yayımlanmştır,  Ötüken Neşriyat 2019 ).