Ali Bulunmaz
Donald Ray Pollock, doğup büyüdüğü Ohio’da kâğıt fabrikasında çalışmış ve kamyon şoförlüğü yapmış; deyim yerindeyse yöredeki her insanla karşılaşmış bir yazar. Ohio’nun yazarı. Her daim Cumhuriyetçi ve muhafazakâr olan Ohio’nun tutuculuğunu, dindarlığını, ahlak kisvesi altında şiddete ve suça teşne insanlarını, durağan görünen hayatların geri planındaki yozlaşmayı, tekinsizliği ve önyargıları anlatıyor kitaplarında.
Pollock, bir taşra anlatıcısı; yaşadığı, gördüğü ve tanık olduğu Ortabatı ABD kırsalındaki sert ve çiğ hayatı hikâyeleştiriyor. Karakterleri kurgu olsa da çocukluğunun geçtiği kasabayla aynı adı taşıyan Knockemstiff’te de ahlaki çelişkileri ve taşra insanının kendine özgü kurnazlığını anlatmayı sürdürüyor. Kısacası kara mizaha ve ironiye devam ediyor.

Atıl bir kasaba
Pollock, Knockemstiff için şöyle diyor: “Ben o çukurda büyüdüm ve ailemle komşularımız ihtiyaç duyanlara yardım etmekten asla çekinmeyen iyi insanlardı.” Yaşamının bir bölümünü kitaba adını veren kasabada geçiren, daha sonra deyim yerindeyse ahaliden sıtkı sıyrılıp oradan ayrılan Pollock, çemberin dışına çıkıyor. Biraz da dışarıdan baktığı Knockemstiff’le ilgili öyküleri, orada yaşadığı ve kasabadan ayrıldığı dönemlerden çok uzun süre sonra kaleme alıyor.
Kitaptaki öyküler için anahtar kelimeler belirlemek istesek öfke, şiddet ve atıllık başa güreşir. Henüz bir çocukken keyfî şiddetle babası sayesinde tanışan karakter, bu anahtar kelimeleri pekiştirirken kasabanın hâline dair ipuçları veriyor. Knockemstiff’te âdeta bir fotoğraf karesi misali sabitlenmiş zamanı ve insanları getiriyor karşımıza Pollock; onların sıradanlaştırdığı şiddeti, yozlaşmayı, önyargıları ve suça eğilimi de…
Pollock, dilden eylemlere yayılan öfkeyi anlatırken kasabanın durağanlığını betimliyor. Zaman geçse de kuşaktan kuşağa aktarılan ve gelenek hâlini almış bir gerginlik mevcut. Pollock’ın ifadesiyle bir “çukur” bu; nobranlık sarmalının insanları küçük yaştan itibaren kuşattığı, gitmek isteyip de kalanların bulunduğu ve hatta sıkışmışlığın simgesi bir yer: “Gerçekten istiyordum fakat bir gün çukuru terk edeceğime ihtimal vermiyorum, Tina için bile. Bütün hayatım burada geçti, çürük bir kütüğe yapışmış şapkalı mantar gibi. Mecbur kalmadıkça kasabaya bile gitmek istemem.”
Eskaza kasabaya yolu düşenlerin “burada pek bir şey yok” dediği (“yere sermek” anlamına gelen) Knockemstiff’te farklı görünse de birbirinin kopyası olan insanları merkeze aldığı hikâyeler anlatıyor Pollock. Yıkık dökük kilise, kendi hâline bırakılmış spor sahaları, kâğıt fabrikasının herkesi esir alan kokusu, suçun normalleştirilmesi ve Knockenstiff’i dünyanın merkezi sayanların hayal bile kurmaktan geri durması hikâyelerde öne çıkıyor. İçe kapanıklık ile yalnızlık arasında gidip gelen, Ohio’dan ve hatta Knockemstiff’ten çıkmamış insanlar ise kasabayla özdeşleşmiş durumda.

Esrik bir hava
Kendisi olmak istese de çaresizce Knockemstiff’teki karanlık dehlizlerden bir türlü çıkamayan ve sonunda mücadele etmekten vazgeçerek kurulu düzene uyanların öyküleriyle buluşturuyor bizi Pollock. Bir yandan karınca yuvalarını yakan diğer yandan annesinden sevgi dilenen çocuklar, uyuşturucu bağımlısı ebeveynler, yabancıları düşman gibi görenler, tacizi ve tecavüzü sıradanlaştıranlar Knockenstiff’in sakinlerinden bazıları. Belinde silahla sokağa çıkan ve “imparatorluğumuzu korumamız gerek” diyenler de güçlü ve “ideal” ABD’li olması için kas yığını hâline getirmek için sürekli steroid yüklediği çocuklarını âdeta birer bitkiye dönüştüren babalar da bu gruba dâhil.
Pollock’ın öykülerine esrik bir hava hâkim. Sorular, tavırlar ve eylemler sağlıklı bir insanın pek yanaşmayacağı, düşünmeyeceği ve yapmayacağı türden. Başka bir deyişle 7’den 70’e herkese bulaşmış, Ortabatı ABD’ye, Ohio’ya ve Knockemstiff’e özgü hastalıklı durumlar söz konusu.
ABD’nin özü olan Ohio’yu, Ohio’nun özünü yansıtan Knockemstiff’i kurgu karakterler eşliğinde anlatan Pollock’ın, kitabın başında Dawn Powell’ın sözünü hatırlatması manidar: “Bütün Amerikalılar kısa bir süre için de olsa aslında Ohio’dan gelir.”
Çocukluktan yetişkinliğe ve ölene dek hemen herkesin payını aldığı bir şiddet yuvası olan Knockensitff’e dair öykülerinde Pollock öfkeli tepkileri, umarsızlığı ve kayıtsızlığı merkeze koyuyor.
Yaşamın her yanına sinen nobranlığın, bazen cinsel şiddete bazen uyuşturucu kullanımına bazen de “ahlakın” ve “değerlerin” gereği diyerek hemen herkese temas ettiği; yarınsızlığıyla ve atıllığıyla neredeyse övünenlerin mekânı olan bir kasabayı betimliyor yazar. Müptezellerin, öfkeyi iletişim biçimi sayanların ve bunlarla büyüyenlerin ikâmet ettiği klasik bir Ortabatı ABD kasabası… Basit, haris ve dünyadan beklentisi Knockemstiff’in yüzölçümü kadar olanların yaşadığı, iyiliklerin saman alevi gibi parlayıp tükendiği bir çukur…
Knockemstiff, Donald Ray Pollock, Çeviren: Avi Pardo, İthaki Yayınları, 200 s.


İlk yorum yapan olun