Hayret, Ahmet Mithat Efendi’nin romanı (1885) * Yedi kişilik hırsız grubu, Safa Kok Sanc isimli Hintli milyarderin odasına gecenin geç saatlerinde gizlice girerler. Amaçları Safa Kok Sanc’a önce bir senet imzalatmak, ardından canını almaktır. Ancak kılıçlarını Safa Kok’a sapladıklarında mukavvaya dönüşüp tesir etmediğini görürler. Akabinde nereden geldiği belli olmayan bir sesin “Bu adamı rahat bırakınız!” demesi üzerine korkuya kapılıp oradan kaçarlar. Böylece roman “hayret” verici bir olay ile başlar. Safa Kok Sanc, bu olağanüstü olayı Tanrı’nın bir lütfu olarak yorumlar. Kızı Mihriban, karısı Akasof ve oğlu Rızavend ile birlikte Napoli’ye gider. Orada kendilerini Amerikalı gezgin milyarder Mösyö Sarpson karşılar. Birlikte vakit geçirmelerinin ardından bir akşam Mirza İsmail adlı hokkabazın gösterisini seyretmek üzere tiyatroya giderler. Mirza İsmail’in esrarengiz bir ruh ile konuştuğunu ve bu ruhun Safa Kok Sanc’ı öldürmeye çalışan kişinin Mösyö Sarpson olduğunu söyler. Asla bilemeyeceği birtakım bilgileri de zikretmesi sonucu salonda hemen herkes ikna olur. Mösyö Sarpson’un, Safa Kok’u öldürme teşebbüsünü kızı Mihriban ile evlenme amacıyla yaptığı anlaşılır. Mihriban’ın da başlarda Mösyö Sarpson’da gönlü vardır. Ancak malum hadiseden sonra yavaş yavaş ondan soğur ve Mirza İsmail’den hoşlanmaya başlar. Romanın sonunda Mihriban ile Mirza İsmail evlenirken, Mösyö Sarpson intihar eder (İlk baskı Tercüman-ı Hakikat Matbaası, 1885, Bahtiyarlık ile birlikte TDK Yayınları, 2000).