Andaç: Yadigâr

“Cüneyt kıskaçlardan birinin alt kısacını ayırır, andaç diye yanına alır.” (79)

Anlamdaş: Eş anlamlı

“…, ya da, -anlamdaş bir şey,- canına kıydırmak diye görülebiliyor. (77)

Art ayak: Arka, geri ayak

“Art ayaklarını gere gere, Cüneyt’in bileğini çizip kanatmanın (incitmebeni dediğimizin kandan ayrı düşünülmesi olacak şey mi?) yolunu buluyor.” (75)

Corum: Balık akını, uskumruların büyük balıklardan korkarak kıyıya sığınması durumu

“…çıyanların kocaman, dağılgın bi yürek gibi atan corumunun ardında.” (79)

Çağanoz: Kabukluların ön ayaklılar alt takımından, eti için avlanan, pavuryaya benzer küçük su hayvanı (Carcinus)

“… yavru çağanozlar olurdu her zaman…” (74)

Dağılgın: Dağlanmış.

“…çıyanların kocaman, dağılgın bi yürek gibi atan corumunun ardında.” (79)

Dalıcı: Dalma özelliği olan

“bir dalıcının büyük bir beceriyle çıkarıp kayanın düzlüğüne bıraktığı bir yengeç.” (75)

Kısaç: Kıskaç, kerpeten

“… kutunun içinde bir yengeç kıskacının alt kısacı duruyordu.” (73)

Ölümdirim: Hayati önemi olan

“Ölümdirimin ulaklığını.” (78)

Ölümsek: Ölümcül

“… onları çeken ölümsek et kokusunu durmadan, daha çok, daha çok saldığını bilmiyor.” (78)

Sav söz: Bir savı klişe biçimine getiren deyiş

“… Kanser Haftasının sav sözleri okunuyordu. (74)

Yekiniş: Yekinme işi

“Yengeç, güçlükle, gururunun son yekinişiyle, ölçüsünü çoktan şaşırmış devinişlerle,…” (78)

Yengeç-gururu lekesi: “Bu yengeç-gururu lekesini ancak ikisinden birinin ölümüyle sona erecek bir çarpışma temizleyebilir.” (77)