
Tahta Saplı Bıçak: Türker Armaner’in romanı (2017). Roman, Münevver Hanım ile kardeşleri Nigâr Hanım ile Nuri Bey Karanca’da bir yazlıktaki hayatlarıyla açılır. Münevver Hanım hiç evlenmemiş ve uzun yıllar akademisyen olarak çalışmış, Nigâr Hanım demiryollarında çalıştıktan sonra oradan emekli olmuş, evlenip boşanmıştır. Nuri Bey ise bir taşra kentinde çalışırken taşralı bir kadın olan Emine ile evlenmiş, karısının hamile olduğunu öğrenince tayinin İstanbul’a aldırıp oraya yerleşmiş, daha sonra oğlu Suat dünyaya gelmiştir.
Roman 20 saatte geçer. Aile, Karanca’daki yazlıklarında aile dostları Sadık Bey’in oğlu Erkan’ı beklemektedir. Erkan gelene kadar onun hakkında tartışmalar döner. Bu arada bir iç hikâye olarak Münevver Hanım’ın Almanya’da öğrenci olarak bulunduğu 1939 yılına da gidilir. Devlet tarafından başarılı bir öğrenci olarak Almanya’ya yollanan Münevver, orada Leopold isminde Nazi bir gençle aşk yaşar. Daha sonra Münevver, Türkiye’ye döner ve bir daha görüşmezler. Nigâr Hanım ise demiryollarında müdürken bir genç çalışanın haksız yere yolsuzlukla suçlanması ve sonrasındaki ölümüyle ilgili hayat boyu vicdan azabı çekmiş, aklını bundan dolayı bir miktar kaçırmıştır. Nuri Bey’in oğlu Suat ile Serdar arkadaştır ve birlikte yüzmekten hoşlanırlar. Misafirliği beklenen Erkan, kasabaya geldiği gün Celep Ali ve oğlu tarafından kaçırılır. Celep Ali, Erkan’ın kızı Emine ile ilişkisi olduğunu öğrenir ve oğluyla onun boğazını keser, derisini yüzer ve etlerini parçalar. Etinden bir paket biftek hazırlar ve onu Münevver Hanımların evine yollar. Ailedekiler, Suat ve Serdar hariç, öğle yemeğinde bu eti yer. * Roman salhane ve ülke, dünya arasında paralel bir anlatı kurarak 12 Eylül’ün hemen öncesini, 1979’daki sıkı yönetimi ve gelmekte olan darbeyi kaotik bir şekilde, romanın beklenen kahramanı Erkan’ın kimliğinde ve isminde bir imgeye çevirir. (İlk baskı Metis Yayınları, 2017)