.

Cihan Çankaya: “DECOL’ün kuruluş amacı dijital sanat ve yeni deneyimler oluşturmak.”

Abdullah Ezik, 2014 yılından beri kültür, sanat, mimari, teknoloji gibi birçok farklı alanda çalışmalar yürüten özel bir kuruluş olan DECOL’ün kurucu ortağı Cihan Çankaya ile son projeleri DECOL üzerine konuştu.

DECOL, 2014 yılından beri kültür, sanat, mimari, teknoloji gibi birçok farklı alanda çalışmalar yürüten ve çeşitli projeler geliştiren özel bir kuruluş. Gerek 2020’de hayata geçen Metaspace, gerekse OMNEA gibi çalışmalar kurumun önemli projeleri arasında değerlendirilebilir. Öncelikle DECOL, 2014’ten bugüne nasıl bir gelişim gösterdi ve dijital dünyada nasıl bir misyon üstleniyor?

Metaspace ve OMNEA daha çok bizim ürünlerimiz arasında yer alıyor. Ancak DECOL’ün kuruluş amacı ve daha çok yaptığı üretimler ise dijital sanat ve deneyimler oluşturmak. Misyon olarak da, teknolojik gelişmelerle en hızlı şekilde entegrasyonu sağlayarak oluşturulan biçim ve özün anlamlı bir birliktelik yarattığı eserler ve deneyimler üretmek diyebiliriz. Deneyimlerimizde daha çok doğanın ve canlılığın dijital ve teknolojik gelişmeler üzerinden yeniden tanımlanması veya yorumlanmasını işliyoruz Bunu yaparken, insan makine etkileşiminin, sensör ve web teknolojilerinin, gerçek zamanlı veri teknolojilerinin kullanıldığı eserler ve deneyimler üretiyoruz. Bunlara geniş anlamda “çoklu duyusal deneyim” (multisensory experiences) diyebiliriz.

Günümüzde NFT’nin giderek daha büyük bir kitleye hitap etmesi ve içerdiği zenginlik metaverse projelerini de daha değerli kıldı. DECOL de 2020’de tasarladığı Metaspace ile bu konuda önemli bir atılım gerçekleştirdi. OMNEA’ya giden yolda Metaspace kuruma ve size neler kattı? Metaspace sizin için nasıl bir öncü rol üstlendi?

Metaverse ne yazık ki sıklıkla yanlış kullanılan bir anlam/ifade eder oldu. Metaspace, belki de Türkiye’de Metaverse’e en yakın özelliklere sahip proje idi. Zuckerberg’in metaverse sunumundan 1.5 yıl öncesinde, ismi Metaspace olan ve öncü bir Metaverse proje olması ile vizyonumuzun kıymetini tekrar göstermiş oldu. DECOL ile ilk defa Metaspace ile web tabanlı deneyimler üretmeye başladık. Oyun motorlarını kullanıyorduk ama ilk defa web ortamında çok kullanıcılı deneyimler geliştirdik. Metaspace, pandemi döneminde DECOL’ün daha da farklılaşmasını sağladı. Metaspace’i geliştirme süreçlerimizde, web ortamı için dinamik tasarımlar yapmayı, çok kullanıcılı deneyimler tasarlamayı ve web optimizasyonlarını öğrendik.

Bir dijital deneyim kolektifi olarak DECOL, geçtiğimiz aylarda dünyanın ilk “kültür-sanat odaklı metaverse platformu” OMNEA’yı hayata geçirdi. OMNEA projesi nasıl doğdu ve nasıl bir gelişim süreci takip ettiniz?

Metaspace’i geliştirdiğimiz zaman diliminde, NFT yöntemiyle sanat yayımının ve sahipliğinin patlaması süreci gerçekleşti. Metaspace ile ulaşmak istediğimiz nokta, vizyonumuz da aslında tam buydu. Ancak buna daha epey zaman olduğunu düşünüyorduk. Bunun birlikte crypto varlıkları Metaspace ile nasıl entegre kullanırız araştırmaları başladı.

Hemen arkasından da Zuckerberg’in Metaverse sunumu geldi ve biz de sürecimizi hızlandırdık. 2022’nin Mart ayında da NFT Summit Istanbul’da yer almak için 1. sürümümüzü yayınladık ve yakın çevremizde olan NFT ile iş üreten sanatçılarla işbirlikleri gerçekleştirdik. Bu aşamada, diğer Metaverse ortamlarında rastlamadığımız interaktif NFT sanatı, sanal immersive entalasyonlar, 3D hareketli heykeller gibi özellikleri OMNEA ziyaretçilerine sunduk. Şimdi de, çok kullanıcılı olma özelliği, hacimsel/3D sound enstalasyon özelliği, real time, motion capture özelliği gibi yenilikler ekliyoruz. Metaspace’in bazı yeteneklerinden olan, canlı müzik ve görsel yayını özellikleri de geliyor. Ayrıca içerik üreticileri ve Salon Mimarlık gibi kıymetli stüdyolarla iş birlikleri kuruyoruz.

OMNEA’yı Hollanda merkezli dijital sanat alanı NonSpace ve TodaysArt iş birliğinde hayata geçirdiniz, ki bu da projenin uluslararası anlamda taşıdığı değeri ifade etmesi bakımından oldukça kıymetli. Bu ortaklık nasıl doğdu ve OMNEA ile gerçekleştirmek istediğiniz temel amaç nedir?

NonSpace’in yaratıcılarından Cüneyt Durukan ile Amsterdam’a taşınmadan önceki süreçte bir tanışıklığımız vardı. Metaspace geliştirme sürecinde, yapmak istediği bir proje için konuşurken sürecimize blockchain dünyası ve oyun sektörü bilgisiyle dâhil oldu. Ve vizyonuyla OMNEA’ya çok şey kattı. NonSpace sayesinde, iş birliği içinde olduğu Avrupa’nın sayılı sanat organizasyonlarından TodaysArt’ın da projemize dâhil olmasını sağladık. OMNEA’nın temel amacı, yaratıcı endüstriler dikeyinde üretim yapan aktörlerin ve onlarla iş birliği yapan kurumlar için özelleşmiş bir metaverse ortamı olması. Bu şekilde kürasyonu yapılmış veya doğrulanmış dijital sanat içeriklerine ve deneyimlerine zaman kaybetmeden ulaşabilmeyi sağlamak ve hibrit teknolojiler ile meta evreni ve fiziksel evreni bir araya getiren bir köprü olmak.

OMNEA, “fiziksel dünya ile etkileşim hâlinde olan hibrit, sanal bir evren” olarak tanımlanabilir. Bu geçişkenlik bize fiziksel dünya ile dijital dünya arasındaki sınırların da son yıllarda ne denli azaldığını hatırlatıyor. Dijital dönüşümün bu denli ön plana çıktığı bir süreçte siz OMNEA ile nasıl bir deneyim vadediyorsunuz?

OMNEA ile sanatçıların ve kültür kurumlarının, takipçilerine kolaylaştırılmış ve özelleştirilmiş deneyimle sağlamasını, bu deneyimleri de fiziksel dünya ile birleştirecek arayüzler vermeyi amaçlıyoruz. NFT dünyası içerisinde ne yazık ki sahtekarlık ve kaos çok fazla. Bunun önüne geçmeyi amaçlarken, bu deneyimlerin sadece dijital dünyada kalmasını değil, fiziksel dünya ile buluşmasını istiyoruz. Yaratıcılık üzerinden sosyalleşmenin sağlandığı benzersiz bir platform yaratmayı amaçlıyoruz. OMNEA kullanıcılarına OMNEAN diyoruz, OMNEAN’lardan oluşan bir komüniteye merkeziyetsiz ama kontrollü, kendini komünitesinin ihtiyaçlarına yönelik sürekli gelişen, onu yaratan sanatçıların vizyonuyla birlikte yepyeni araçlar ve dijital sanat üretim ve sergileme yöntemleri üreten, fiziksel dünya ile metaverse arasında kurduğu köprüye dair sürekli geliştirmeler yapan, bir platform sağlamayı vadediyoruz.

OMNEA’nın en ayrıksı yanlarından birisi de odağında doğrudan kültür sanat sektörünün yer alması. OMNEA aracılığıyla birçok sergi, konser ve performans için dijital alan açmak mümkün. Sizi dijital dünyada kültür sanat projeleri için böyle bir alan açmaya yönlendiren ne oldu? OMNEA, sanatçı, yazar, tasarım ve kullanıcılara nasıl bir kültür-sanat dünyası sunuyor?

Öncelikle, pandemi sürecinde bir ihtiyaç ile doğduğundan bahsetmiştik. İnsanları, dijital ortam üzerinde, oyun oynamak zorunda kalmadan ve video konferans uygulamalarının ve basit web sitelerinin dikkat dağıtıcı, sıkıcı toplantı arayüzlerinden sıyrılan bir platform olarak bu imkânları sağladık. OMNEA, sanatçılara, eserlerinin temalarına, estetiklerine, janralarına özel sergi ortamları yaratmayı; sanatçıların birbirleriyle eşleşerek kollobratif sergiler üretmesini, getirdiğimiz vizyon özelliklerle avangart projeler yapabilmelerini ve bunları NFT olarak dağıtabilme ve sergileyebilme; eserlerini sergiledikleri ortamlarda eserlerinin yanında katılımcılara sosyalleşerek anlatabilmeyi, dijital açılışlar yapabilmeyi sunuyor. Tasarımcıların ürettiklerini sanatçılar ile paylaşmalarını, birlikte çalışabilmelerini sağlıyor. Kullanıcıların, koleksiyonlarını kolayca kürasyonu yapılmış sanal sergilere dönüştürebilmeyi, eserlerin 2. satışlarını hızlandırabilmeyi, sanat ve yaratıcılık temelli sosyalleşebilmelerini, fanları oldukları sanatçılarla sanal ortamlarda buluşabilmeyi sunuyor.

OMNEA’nın diğer metaverse projelerinden farklı olarak kullanıcılarına sosyalleşme imkânı sağladığını söylemek de mümkün. Özellikle pandemi sonrasında bu durumun insanlık için ne denli anlamlı olduğu daha da görünür oldu. OMNEA’nın sosyalleşme deneyimi ve bunu kültür-sanat dünyası üzerinden gerçekleştirme düşüncesi üzerine ne söylersiniz?

Aslında, daha önce değindiğim bir konuya geldik. Sosyalleşmenin olmadığı bir platforma metaverse diyemeyiz. Yani eksik bilgilendirmelerden birisi de Metaverse ile ilgili bu. Dolayısıyla, bizi diğer metaverse projelerinden ayıran değil, OMNEA’yı bir metaverse projesi yapan özelliklerden biri bu. Kültür sanat dünyası, belki de sektörler arasında sosyalleşmeyi en çok seven, bilgi alışverişinin ve entelektüel bilginin en yoğun aktığı alanlardan biri. Dolayısıyla bu kaçınılmaz bir durum. Aslında, kültür sanatı en çok besleyen şeylerden biri sosyalleşme. Yani, insanların sergiye veya konsere gitme nedenleri arasında var bu.

Son olarak OMNEA bireysel deneyimlere ek olarak grup deneyimini de kullanıcıların hizmetine sunuyor. Bu özel deneyim projeye nasıl bir yenilik katacak?

Aslında, Metaspace projemizde de var olan bir özellikti. OMNEA’ya geçiş sürecinde ise daha ölçeklenebilir olması için yeniden çok kullanıcılı yazılım mimarisini tasarlamamız gerekti, o sebeple bu özelliği yeniden geliştirip ikinci kısma aldık. Bu özellik sayesinde, aslında ziyaretçilerin anlık olarak sosyalleşmelerine olanak sağlayacağız. Ayrıca, bir etiketleme sistemi sayesinde, kolektörler, sanatçılar, küratörler ayrılmış bir veritabanına yerleştirilecek, böylece sistem içerisinde araştırma yapmak kolaylaşacak. Grup deneyimi sayesinde, kendi galerisini açan OMNEAN’lar, vip davetler ve etkinlikler yapabilecekler.