Ebru Aykut bu bölümde, Suat Derviş’in 1920’lerin sonlarından itibaren açıkça sahiplendiği feminist perspektife vurgu yapıyor. “Kadın erkekle bir olabilir mi?”, “Kadının yeri ev midir, iş hayatı mıdır?” gibi sorular etrafında gazetelerin mütemadiyen anketler düzenlediği, “Kadınlar erkekleşiyor mu?” endişesinin gündemden düşmediği 1930’lu yıllarda, Suat Derviş’in bu suallere verdiği ters köşe cevapların yanı sıra, hem gadrine uğradığı erkek meslektaşlarını hem de eril tahakküm ve zihniyeti büyük bir özgüvenle nasıl topa tuttuğunu ele alan Aykut, Derviş’i “öfkesini, dilini evcilleştirmemiş” bir feminist, Sara Ahmed’den ilhamla “oyunbozan” bir feminist olarak tanımlıyor.
Dinlemek için:
Ebru Aykut, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden yüksek lisans derecesini aldıktan sonra, doktorasını Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde “Alternative Claims on Justice and Law: Rural Arson and Poison Murder in the 19th Century Ottoman Empire” başlıklı teziyle tamamladı. Geç Osmanlı taşrasında suç, ceza ve adalet arama pratiklerinin sosyo-hukuki tarihi, tıp ve beden tarihi, toplumsal cinsiyet tarihi alanlarında çalışmalarına devam ediyor. Çeşitli dergi ve kitaplarda yayımlanmış makaleleri olan Ebru Aykut, Tarihçilerden Başka Bir Hikâye başlıklı hikâye derlemesinin editörlerinden biri.