
Bengi Düşgör
Bejan Matur, Rüzgâr Dolu Konaklar şiirinde hüzünlü bir aile hikâyesi anlatır. Doğan, büyüyen -bazen büyüyemeyen- ardından ağıtlar yakılan çocukların, babaların ve “annesel” bir bekleyişin süregeldiği, ayrılığın, üşümenin ve avunma çabasının kol gezdiği bir kayıp hikâyesidir bu şiir. Pontalis (2000), çocukluğun tanımını şöyle yapar, “Yemyeşil cennet veya karanlık cehennem, altın çağ ya da ızdırap çağı (biz öyle diyoruz) çocukluğumuzu çok seviyoruz. Bazen olduğumuz çocuğu ama daima çocukluğumuzu.” Pontalis, Roland Barthes’tan, ve onun “uchronie” kavramından, çocukluğa duyulan aşkı anlatışından söz eder.