
Sanat Kritik’in ekim ayı kitapları yayımlandı: Bilge Karasu Sözlüğü, Şule Gürbüz Sözlüğü, İki Hud’akâr.
Kitaplarımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Bilge Karasu Sözlüğü:
Öykü, roman, deneme, eleştiri gibi türlerde yazan Bilge Karasu, yapıtlarında genellikle çok katmanlı ve kendisini kolay kolay ele vermeyen anlam tabakalarıyla örülü metinler oluşturur. Bu anlam tabakalarını çözümleyebilmek için yapıtlarındaki kelimeler ve anlamları, semboller ve çağrışımları bir izin peşine düşer gibi dikkatle takip etmek gerekir. Bilge Karasu Sözlüğü, Karasu’ya özgü bu edebî üslubu anlamak ve oluşturduğu metinlerdeki alt katmanlara inebilmek için her şeyden önce yapıtlarının tamamına ait sözvarlığını ortaya koyarak onun edebiyatı hakkında daha kapsamlı çalışmalara zemin sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Editör: Fatih Bakırcı, Hazırlayanlar: Seval Şahin, Abdullah Ezik, Esin Hamamcı, Meryem Çakır, Uğur Erden ve Yağmur Yıldırımay.

Şule Gürbüz Sözlüğü:
2000 sonrasının önde gelen yazarlarından Şule Gürbüz, ilk yapıtı Kambur’dan itibaren insanın dünyadaki varlığını konu edinen, bu varlık üzerine düşünen yapıtlar kaleme almıştır. Dolayısıyla yapıtlarında konu edindiği bu “varlık”la ilgili kullandığı pek çok kelime ve kelime grubu kendine özgü sentaks içinde dikkat çekmektedir. Şule Gürbüz’ün şu ana kadar yayımlanmış -sırasıyla Kambur (1992), Zamanın Farkında (2011), Coşkuyla Ölmek (2012), Öyle miymiş? (2016) ve Kıyamet Emeklisi (iki cilt, 2022)- beş yapıtından hareketle bir Şule Gürbüz Sözlüğü hazırlamak, günümüz edebiyatının sözvarlığının bir bütün olarak ortaya konulmasına katkı sağlayacak çalışmalar arasında yer alacaktır.

İki Hud’akâr:
İki Hud’akâr, Ahmet Midhat’ın Letaif-i Rivayat serisinin 21. kitabı. Sınıflar arası farklılıklar, modern dünyanın, ki bu romanda burası Avrupa’dır, Doğu ile ilişkileri, soylu sınıfın kadınlarının sadakatsizliği, kadınların kocalarına bağlı olması gerektiği kadar servetin ne şekilde harcanacağı, paranın iyilik kadar servetini iyi idare etmek ve ailenin her şeyden üstün tutulması gibi meseleler eseri, 19. yüzyıl Osmanlı toplumunun, özellikle bu devrin hocası Ahmet Midhat’ın terbiye konusundaki endişelerinin bir sesli düşüncesine çevirir. Para, kadın-erkek ve toplumdaki özellikle ekonomik ayrılığa dayalı sınıflar, modern toplumun yeni ilişki(ler) düzeninin, bu düzene ayak uydurması beklenen bireyin zihninin ve duygularının bir terbiyesi sorununu beraberinde getirir. Eseri özgün ve günümüz Türkçesine uyarlanmış hali ile okurlarımıza sunuyoruz.
