
Özlem Karahan
İthaki Yayınları’nın okurlara korku, gerilim, kurgu dışı ve kara fantezi türlerinde oldukça geniş bir külliyat sunduğu Karanlık Kitaplık serisi, bu türlerin okurlarının ilgisini her daim üzerinde tutmayı başarıyor. Klasikten çağdaşa, popülerden gözden kaçmışlara oldukça geniş bir okuma listesini edebiyat tutkunlarıyla buluşturmaya devam eden yayınevinin son sürprizlerinden biri, Kara Hasat oldu.
Amerikalı gizem ve korku yazarı Norman Partridge’ın 2006 yılında yayımlanan bu 119 sayfalık kısa romanı ona hem dünyanın dört yanından yükselen okur alkışlarını hem de aralarında en prestijli korku edebiyatı ödüllerinden Bram Stoker Ödülü’nün de olduğu sayısız ödül kazandırmıştı.
Bir av geleneği ve ardında gizledikleri
Gelelim Türkiye’deki okurla ilk kez buluşan, Norman Partridge imzalı Kara Hasat’ın konusuna…
Roman, adı açıklanmayan bir orta batı kasabasında geçiyor ve 1963 yılının Cadılar Bayramı gecesinde yaşanan olayları konu alıyor.
İnsanlar kendilerini bildi bileli kasabalarında oldukça karanlık ve tuhaf bir ritüel vardır ve bu ritüel her yıl tekrarlanır. Kasabalılar, Ekim Çocuğu olarak adlandırdıkları gizemli bir varlığın her yıl sadece Cadılar Bayramı gecesinde ortaya çıktıklarına inanırlar. Mısır tarlalarından, elinde kasap bıçağıyla ortaya çıkanEkim Çocuğu’nun amacı, kasabanın kilisesine ulaşarak çanları çalmaktır. Kasabanın on altı ile on dokuz yaşları arasında olan tüm erkek çocuklarının Cadılar Bayramı gecesinde ise tek bir amaçları vardır: Ekim Çocuğu’nun kiliseye ulaşmasını engelleyerek onu avlamak ve öldürmek. Ekim Çocuğu’nun o çanları çalmasının her şeyin sonu olacağına inanılırken, onu öldürmeyi başaracak olan çocuğa verilecek birçok ödül içinde en güzeli ise hiç kimsenin terk edemediği, sınırlarından ayrılamadığı bu ilginç kasabadan ailesiyle birlikte ayrılmaya hak kazanacak olmasıdır.

Cadılar Bayramı’ndan önceki beş gün boyunca, bu ava katılacak olan çocuklar hapsedilir ve aç-susuz bırakılır. Beklenen gece geldiğinde bu gençler beyzbol sopaları, bıçaklar, çelik borular ve daha birçok güçsüz silahla sokaklarda serbest bırakılırlar. Bu yıl bu gençlerden biri, romanın ana kahramanı olan on altı yaşındaki Pete McCormick’tir.
Ritüelin bazı kurallarını hiçe saymak anlamına gelse de Pete bu yıl bu oyunu kazanarak bu kasabadan kurtulmaya kararlıdır. Ekim Çocuğu’nun sonunu getirecek bir planı bile vardır. Beklenen an gelir, Ekim Çocuğu mısır tarlalarının ortasında belirir ve çok geçmeden Pete, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, oyunun çok daha karanlık bir gerçeği olduğunu, bu oyunda kaybetmenin kazanmaktan çok daha hayırlı olduğunu keşfeder. Böylece kahramanımızın bundan sonraki esas mücadelesi Ekim Çocuğu’nu yakalamak değil, bu geleneği bozmak olacaktır.
Yetişkin olmanın anlamını sorguluyor
Bir tanrı-anlatıcı tarafından aktarılan hikâyede yazar sık sık okura hitap ederek, onu da romanın içine dâhil ediyor. Bu tür bir dil kullanımının, romanın atmosferindeki gerilimi daha artırdığını ve okuru hikâyenin merkezine daha çok çektiğini söylemek mümkün.
Ana karakterimiz Pete dâhil, romanın hiçbir karakterinin okur zihninde ete kemiğe bürünecek biçimde geliştirilmemiş olması, Kara Hasat’ın eksik yanı olarak gösterilebilir. Öte yandan Kara Hasat, anlattığı hikâyenin ardında çok daha duygusal ve derinlikli bir hikâyeye hizmet ediyor. Romanda ilerlenen her sayfada ve hikâyenin gelişen her unsurunda okur, aslında bir büyüme öyküsüyle tanışıyor adım adım. Kimsenin içinden çıkamadığı bu kasaba da, herkesin en büyük korkusu olan Ekim Çocuğu da, bu ava katılan her bir çocuk da bu büyüme öyküsüne güç katıyor. Bu, yetişkin olmanın kişinin yaşından çok daha fazlası olduğuyla, kısacası yetişkin olmanın anlamıyla ilgili derinlikli bir anlatı.

Ayrıca aidiyetin, rutinlerin, otoriteye her ne olursa olsun itaat etmenin yüceltildiği günümüzde tüm bunlara meydan okuyor Kara Hasat. Oyunun kurallarını sorgulamayı, Ekim Çocuğu’nun gerçekleriyle yüzleşmeyi, çıkılması yasak olan o kasaba yolundan çıkmayı tek başına göze alan bir çocuğun özgürleşme, bireyleşme, böylece büyüme hikâyesi de denebilir bu roman için.
Sinema filmine uyarlanıyor
Publishers Weekly tarafından da 2006’nın en iyi 100 romanından biri olarak gösterilen Kara Hasat’ın yakında bir sinema filmi olarak beyazperdede de boy göstereceğini meraklılarına müjdeleyelim. Başrollerde Jeremy Davies, Elizabeth Reaser ve Luke Kirby’nin boy göstereceği filmin yönetmen koltuğunda aralarında Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma, Black Mirror: Bandersnatch, Awake ve Lolipop’un da bulunduğu birçok başarılı filmde imzası bulunan Amerikalı yönetmen David Slade’in oturacağını da belirtelim.