
2. Yeditepe Bienali, Nuruosmaniye Camii Mahzen’de devam ediyor. Bienal çerçevesinde 7 Mart 2022’ye kadar sergilenecek olan eserler, mahzenin su ile ilişkisini vurgulayan bir tür iniş ve ağırbaşlılığı esas alıyor.
7 Ocak’ta başlayan 2. Yeditepe Bienali, 20 Ocak itibariyle Fatih Cam Küp Galeri ve Nuruosmaniye Camii Mahzen’deki sergilerle ile devam ediyor. 7 Mart’a kadar sergilenecek olan eserler, mahzenin su ile ilişkisini vurgulayan bir tür iniş ve ağırbaşlılığı esas alıyor.
Serginin küratörülüğünü üstlenen Berkan Karpat, Nuruosmaniye Camii Mahzen’de 17 eser sergilendiğini belirterek, “Çerçeve içi Çerçeve dışı” teması ile yola çıktığımız 2. Yeditepe Bienali, ‘içeride’ kaybettiğimizi ‘dışarıda’ aramanın sonuçlarına ilişkin soruları da beraberinde getiriyor. Bu kapsamda mahzendeki çalışmalarımız da, geleneksel sanat eğitimi almış sanatçıların sanat icrası ve sergileme tarzları hakkındaki sorularını görünür kılma çabasının sonucu olarak yer alıyor. Böylece daha çok hem çağdaş sanatın hem de geleneksel sanatın sergileme pratiklerinin geleceğine dair umut ve umutsuzlukların dile gelmesi diyebiliriz,” dedi.


Mahzende sergilenen eserlerin, enstalasyon anlamında bir “yerleştirme” değil bir tür “yerini arama” “her şeyin zaten yerli yerinde olduğu”na dair kadim Anadolu bilgeliğinin çağrısını işitmeye ve duyurmaya dair bir teklif olduğunu hatırlattığına dikkat çeken Karpat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anadolu bilgeliği bize her şeyin yerli yerinde olduğu bir alem tasavvurunu gösterir. Eserler, yerleştirmenin ötesinde bu coğrafyanın mirasını teşekkül ettiği mekanlar olan kitap ve mimaride yerini arama çabasının bir tezahürü olarak görülebilir. Her eserin kendine ait bir sergileme biçimi vardır ve her sanatçı eserini üretirken bu konuyla karşılaşır, ona çözüm üretir. Mekanı geleneksel Türk sanatının bir laboratuvarı olarak düşünürsek, eserler de sanatçıların yön alma denemesinin işareti. Onu da mahzende yaşatıyoruz. Bu kısmen ve yeni bir akışın başlangıcına da bir işaret veriyor.”