AĞIN AĞACI

Sel yatağına vardılar. Yorulmuşlardı. Ağınağaçlarının dalları tüm pembe çiçeklerle dolmuştu. Hayıtların çiçekleri mordu. Binlerce sarı ışıltılı kanatlı balarısı çiçeklere çokuşmuştu…

                                                                         Çakırcalı Efe

Bilimsel literatürde adı: Zakkum

Bilimsel adı: Nerium oleander

Familya: Apocynaceae (Zakkumgiller)

İngilizce adı: Nerium, oleander, rose bay

Halk dilinde diğer adları: Ağı ağacı, ağı çalısı, ağu, zıkkım, kan ağacı

Temel özellikleri: Her dem yeşildir. Beyaz, kırmızı, pembe ve sarının değişik tonlarındaki çiçekleri baharda açar ve sonbaharın ortalarına kadar çiçekli kalır. Kuraklığa oldukça dayanıklı bir bitkidir. Neredeyse hiç bakım gerektirmeden sağlıklı yapısını koruyabilir.

Yayılışı: Akdeniz ülkelerinde doğal olarak yayılış gösterir. Türkiye’nin bütün ılıman iklim bölgelerinde görülür. 

Kültürel kullanımı: Park ve bahçelerde peyzaj bitkisi olarak, yol kenarlarında ve refüjlerde yol ağacı olarak kullanılır.

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Yapısındaki kimyasal maddelerin allelopatik etkileri geçmişten beri bilinmektedir. Eski Yunanca “allelo” ve “pathos” kelimelerinden meydana gelen terim karşılıklı acı çekmek anlamına gelir. 

1988 yılında Dr. Ziya Özel zakkumdan elde ettiği NO-2 ekstresinin kanseri iyileştirdiğini iddia etmiştir. Bu beyana dayanarak zakkum yaprağı kaynatıp içenlerden bir kişi hayatını kaybetmiştir.

Amerika’da Dr. Özel tarafından başlatılan çalışmaların devam ettirildiğine ilişkin bazı haberler zaman zaman basın-yayın organlarında görülmektedir. Ağınağacı haricen yara iyileştirmede, dâhilen de idrar söktürücü olarak kullanılmaktadır.

Diğer: Kuran’da cehennem ağacı olarak adı geçen zakkumun bu bitkiyle alakası olup olmadığı tartışılmaktadır.

Kaynak: (https://www.palms-exotics.co.uk/nerium-oleander-p-748.html)
Kaynak: https://commons.wikimedia.org/wiki/File:09-06-2017_Oleander_(Nerium_oleander)Arade_river,Águas_Frias_de_Baixo,_Alte.JPG
Kaynak: https://www.123rf.com/photo_31729811_nerium-oleander-nerium-oleander-is-an-evergreen-shrub-or-small-tree-in-the-dogbane-family-apocynacea.html

ALIÇ

… Gördüm mü gökte, on gün sonra Çukurova’da pamuk ağardı demektir. Gülgülü pamuk açacak demektir. Çukurova alıç çiçeği gibi kokacak demektir. Burcu burcu.          

                                                                                                 Ortadirek

Bilimsel literatürde adı: Alıç

Bilimsel adı: Crataegus sp.

Familya: Rosaceae (Gülgiller)

İngilizce adı: Hawthorn

Halk dilinde diğer adları: Kuş yemişi, yemişen, beyaz diken, ekşi, edran, geviş, geyik dikeni, çakır alıcı, haziran ağacı, müzmüldek, kızlar yemişi, sülsülük, sülün yemişen, pek sülsülük, yar yemişeni, roğuk ve kocakarı armudu.

Temel özellikleri: Kışın yaprağını döken çalı ya da çok fazla uzamayan ağaç formunda bir bitkidir. İlkbaharda açan çiçekleri beyaz ve pembenin değişik tonlarında olabilir. Sonbaharda olgunlaşan ve kış ortasına kadar dallarda kalan meyveleri yaban hayatı açısından çok önemli bir kuş besinidir. Kuraklığa ve soğuğa dayanıklı olmasına karşın aşırı sıcak havaları sevmez. Deniz rüzgarları ve hava kirliliğine karşı dayanıklı olduğu da bilinmektedir.

Yayılışı: Kuzey ılıman kuşakta oldukça yaygın bir cins olan alıçın 200 civarında türü olduğu bilinmektedir. 27 alıç taksonu Türkiye’de doğal olarak yetişmektedir ve bunlardan 10 tanesi endemiktir. Türkiye’nin hemen her bölgesinde doğal olarak yetişir. Anadolu’da en yaygın alıç türü C. monogyna olmakla birlikte C. azarolus ve C. orientalis türlerine de bolca rastlanmaktadır. 

Kültürel kullanımı: Başka ülkelerde alıç kültüre alınmıştır. Ancak ülkemizde genellikle yabani alıçlar kullanılır ve kültüre alınmış alıç pek fazla bulunmamaktadır. 

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Alıcın çiçek ve meyvelerinde bulunan flavonoidler,  vitaminler,  saponin,  organik asitler ve eterik yağlar gibi antioksidan özellikteki bileşiklerin insan sağlığı bakımındanson derece yararlı olduğu çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Alıç türlerinin meyve, çiçek ve yaprakları bitkisel ilaçların bileşimlerine giren drogların en önemlileri arasındadır. 

Diğer: Küresel iklim değişikliği ile birlikte alıç gibi kuraklığa dayanıklı bitkilerin önemi artmakta ve daha fazla hissedilir olmaktadır. Türkiye’de botanik biliminin öncülerinden olan Prof. Dr. Hikmet Birand’ın Alıç Ağacı ile Sohbetler adlı kitabı bugün bile alanında eşsiz nitelikte olan eserlerden biridir.

Kaynak: https://www.britannica.com/plant/hawthorn
Kaynak: https://www.sabanciuniv.edu/tr/alic-crataegus
Kaynak: https://www.123rf.com/photo_96936897_pink-flowers-hawthorn-tree-crataegus-laevigata-spring-natural-background.html
Kaynak: https://treegrowing.tcv.org.uk/identify/hawthorn

ÇAKIRDİKENİ

Ot bitmez, ağaç bitmez, eşek inciri bile bitmez, işte orada çakırdikeni keyifle serile serpile biter, büyür, gelişir.  

                                                                                                 İnce Memed I

Bilimsel literatürde adı: Çakırdikeni, 

Bilimsel adı: Centaurea solstitalis

Familya: Asteraceae (Papatyagiller)

İngilizce adı: Yellow star-thistle, St. Barnaby’s thistle

Halk dilinde diğer adları: Güneş çiçeği, gelin düğmesi, zerdali dikeni, eşek dikeni, sarı peygamber çiçeği

Temel özellikleri: Mavimtırak yeşil renkli gövde ve yapraklar dikensiz, fakat sarı renkli çiçeklerinin etrafı dikenlidir. Çiçeklenme genellikle haziran-ağustos aylarındadır. 

Yayılışı: Centaurea cinsine genellikle peygamber çiçeği denilmektedir. Dünyada 600 Türkiye’de 180 civarında türü bulunmakta, Türkiye’de doğal olarak yetişen türlerin 100’den fazlası endemik nitelik göstermektedir. Çakırdikeni (Centaurea solstitalis) Batı Avrasya ve özellikle Akdeniz havzasında çok yaygındır. İnce Memed romanının başlangıcında uzun uzun anlatıldığı gibi ekolojik istekleri sınırlı olduğu için çok kolay yayılır, diğer bitkilerin gelişemediği ortamlarda rahatlıkla gelişir. Amerika’ya insan eliyle gitmiş ve istilacı tür olarak tanımlanmıştır. Kültür alanlarında rahatlıkla yayılıp kültür bitkilerini baskı altına aldığı için çiftçiler tarafından pek sevilmez.

Kültürel kullanımı: Bulunmamaktadır.

Kaynak: https://www.wikiwand.com/en/Centaurea_solstitialis
Kaynak: https://www.earth.com/earthpedia/plant/tr/centaurea-solstitialis-solstitialis/
Kaynak: https://kocaelibitkileri.com/centaurea-solstitialis/

ÇİRİŞ OTU

Ali oradan, kurumuş bir güz çirişi kopardı. Ucunu kırdı. İçinden küçücük, mavi ışıltılı bir tek arı çıktı uçtu.        

                                                                                                 Orta Direk

Bilimsel literatürde adı: Çiriş otu

Bilimsel adı: Asphodelus aestivus

Familya: Asphodelaceae

İngilizce adı: Affodill

Halk dilinde diğer adları: Yalancı çiriş, çirişlik, deve soğanı, kirgiç kökü, yabani pırasa, beyaz çiriş, güllük, yeling otu, sarı zambak, gülik, gulik, sarı çiriş, dağ pırasası, hıdrellez kamçısı (Gönen yöresinde).

Temel özellikleri: Çok yıllık bir bitkidir. Yaprakları pırasaya benzer ama pırasadan daha küçüktür. Beyaz yıldız şeklinde çiçekleri nisan-mayıs aylarında açar. Sonbaharda olgunlaşan tohumları bezelyeye benzer.

Yayılışı: Afrika, Arap ülkeleri, Mısır, Türkiye ve Avrupa’nın bazı kesimlerinde görülen bir bitkidir. Çiriş, ülkemizde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun, İç Anadolu’nun dağlarında yetişmektedir. 

Kültürel kullanımı: Türk mutfağında kullanılan bir bitkidir. Ot yemekleri genel adıyla anılan yemeklerde yöreye göre çiriş otu da kullanılmaktadır. Çirişli pilav ve çirişli yumurtalı kavurma oldukça yaygındır. Yaprakları tazeyken çiğ olarak da yenilebilen çiriş otundan çorbalar da yapılmakta, haşlanmış yaprakları peynirle karıştırılarak yufka ekmek arasında yenilebilmektedir. Otlu peynir yapımında da kullanılmaktadır. İtalya’da Rignano Garganico peynirlerinin yapımında yapraklarından yararlanılır.

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Yaprakları K, P, Ca ve Mg, Zn bakımından zengin olduğu; bir yetişkinin günlük K, P, Ca, Zn ve Mg ihtiyaçlarını karşılayabileceği ve antioksidan kapasitesinin yüksek olduğu, ayrıca bazı vitaminler içermektedir. Yumrularında glikoz, fruktoz, mannoz ve sukroz saptanmıştır. Halk arasında hemoroid, saçkıran ve mafsal ağrılarının tedavisinde, ekzama ve abse tedavisinde de kullanılmıştır. Kökleri geleneksel olarak sarılık, karaciğer bozuklukları, mide tahrişi, sivilce ve kemik kırıklarını tedavi etmek için kullanılmaktadır.

Diğer: Erzurum yöresindeEhram kumaşına sertlik ve parlaklık kazandırmak için kullanılır. Ciltçilik ve ayakkabıcılıkta yapıştırıcı olarak kullanıldığı da bilinmektedir.

Kaynak: http://www.plantsoftheworldonline.org/taxon/urn:lsid:ipni.org:names:531446-1
Kaynak: dogalhayat.org
Kaynak: https://yemek.com/ciris-nedir-faydalari/
Kaynak: http://www.kurumsalevhanimi.com/2018/03/ciris-otu-faydalari-ve-yemegi.html

ÇİTLEMBİK

Metin ne kuşlara, ne kuşçulara, ne de Florya düzlüğüne baktı, çitlembik ağacının altına oturur oturmaz başı göğsüne düşüverdi, hemencecik uyudu.       

                                                                                                 Allahın Askerleri

Bilimsel literatürde adı: Çitlembik 

Bilimsel adı: Celtis australis

Familya: Ulmaceae (Karaağaçgiller)

İngilizce adı: Nettle tree, hackberry, beaverwood

Halk dilinde diğer adları: Çitlenbik şeklinde yazıldığı kaynaklar olduğu gibi dağan, dağdağan, dardahan, çitemik, çıtlık, gıngırez, gıngıres, davılga, davin, davum da denilir.

Temel özellikleri: Kışın yaprağını döken ağaç formunda bir bitkidir. Kenarları tırtıklı ve gövde sapından itibaren asimetrik yaprak şekliyle kolaylıkla ayırt edilebilir. Gövde gri renkte ve çatlaksızdır. Baharda açan küçük sarı çiçekleri kolaylıkla görülemese de sonbaharda olgunlaşan önce yeşil, sonra portakal sarısı ve son olarak da siyahımsı küçük meyveleri rahatlıkla fark edilir. Meyveler nohut büyüklüğünde ve fıstık tadındadır.

Yayılışı: Celtis australis Kuzey Afrika, Güney Avrupa ve Türkiye’de doğal olarak yetişir. Ancak 75 kadar Celtis türünün çok daha geniş yayılış alanı vardır. Bunlardan bazıları herdem yeşil bazıları da kışın yaprağını döken ağaçtır.

Kültürel kullanımı: Erzincan ve yöresinde dağdağan olarak bilinen çitlembiğin meyveleri ezilerek ve içine fındık ya da ceviz eklenerek “döğmeç” adı verilen bir besin olarak değerlendirilmektedir. 

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Meyveleri yüksek oranda şeker içerir. Öksürük ve bronşit tedavisinde; çitlembik sakızı ve tohumları balla macun yapılarak yenilir. Çitlembik yaprakları suyla kaynatılıp, balla tatlandırılarak içilmesinin de tedaviye önemli katkısı olur. Mide ülseri için bitkinin sakızı balla macun yapılarak aç karnına birer tatlı kaşığı yenilir. Diğer etkiler için tohumları dövülerek bal ile macun yapılarak yenilir. Yaprakları da kaynatılarak balla tatlandırılarak içilir. İdrar sökücü ve kum döktürücü olarak kullanımına ilişkin kayıtlar da bulunmaktadır.

Diğer: Tanensiz ve lezzetli meyveleri kıtlık zamanlarında hayvanlara yeşil yem olarak verildiğinden kırsal ekonomi açısından değerlidir.

Kaynak: https://www.amkhaseed.com/products/hackberry-mediterranean-celtis-australis
Kaynak: https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Celtis_australis_-Giardini_Pubblici-_Milano.jpg
Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Celtis_australis

ÇOBANÇIRASI

Devedikeni çiçekleri mosmordu yol kıyılarında… Çayırlar tazeydi. Bir kuş ötüyordu durmadan. Uzun uzun… Çobançırası çiçek açmıştı. Usuldan bir buğu kalkıyordu topraktan. Mantarlar bir ucundan toprağı…

                                                                                     Karacaoğlan Efsanesi

Bilimsel literatürde adı: Değişik türler için çalba, çobançırası, bahargülü vb. 

Bilimsel adı: Phlomis spp.

Familya: Lamiaceae (Ballıbabagiller)

İngilizce adı: Puckered gray-green, Turkish phlomis, lampwick plant 

Halk dilinde diğer adları: Çalba, ballıkotu, calba, şalba.

Temel özellikleri: Tıbbi aromatik bitkiler kategorisinde değerlendirilen bitkilerdendir. Mavimtırak yeşil yapraklı bitkinin türlere göre sarı ve mor açan çiçekleri Haziran-Ağustos aylarında son derece hoş görüntü oluşturur. 

Yayılışı: Asya, Güney Avrupa ve Kuzey Avrupa genelinde yayılış gösteren 100 civarında türü bulunmaktadır. Türkiye’de 40’a yakını tür olmak üzere 50’nin üzerinde taksonla temsil edilmektedir.

Kültürel kullanımı: Bulunmamaktadır.

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Çobançırasının yapısında, türden türe değişmekle birlikte 50 civarında uçucu bileşen saptanmıştır. Bunlar arasında ağırlıklı olanlar hexenal, limonene, farnesene, germacrene ve caryophllene’dir. Yaprakları ve çiçekleri iştah açıcı, antialerjik, idrar söktürücü, ishal kesici, gaz giderici, mide rahatsızlıklarına karşı, ağrı kesici, antidiabetik bitki çayı ve tonik olarak kullanılmaktadır. Solunum yolu hastalıkları ve hemoroit rahatsızlıklarına karşı da kullanılır.

Diğer: Phlomis adı Yunancadaki alev anlamına gelen flame kelimesinden gelir. Bu ad bitkinin yapraklarının antik çağlarda lamba fitili olarak kullanılmasına dayanmaktadır. Çobançırası adı da bitkinin bu kullanımı ile ilişkilidir.

Kaynak: http://powo.science.kew.org/taxon/urn:lsid:ipni.org:names:454047-1
Kaynak: https://www.southernliving.com/plants/phlomis

KARAÇALI

Trenin önünde bir yerlerde bir karartı arıyor. Bir iki karartı görüyor, yüreği hop ediyor. Tren karartıyı gelip geçiyor. Kara Ali Efe anlıyor ki o karartılar Çakırcalı değil karaçalı.         

                                                                                                 Çakırcalı Efe

Bilimsel literatürde adı: Karaçalı

Bilimsel adı: Paliurus spina-christi

Familya: Rhamnaceae (Cehrigiller)

İngilizce adı: Jerusalem thorn, Christ’s thorn, blackthorn, paliurus

Halk dilinde diğer adları: Çalı dikeni, çeşmezan, İsa dikeni

Temel özellikleri: Adı çalı olmasına karşın ağaç formunda olanları da bulunur. Düz kenarlı yaprakları kışın dökülür. Yaşlı sürgünleri dikenlidir. Sarı renkli çiçekleri Mayıs-Temmuz aylarında açar. Sonbaharda olgunlaşan tohumları kahverengi bir çiçek görünümündedir. 

Yayılışı: Türkiye, Güney Avrupa, Balkanlar ve Kafkaslar’da yayılış gösterir.

Kültürel kullanımı: Bulunmamaktadır.

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Yunancada pailurus idrar söktürücü, spina-christi İsa’nın dikeni anlamına gelir. Özellikle Trakya’da karaçalı balı üretimi yapılmaktadır. Geleneksel olarak idrar söktürücü ve antiromatizmal olarak kullanılmaktadır. Meyve özütlerinin antidiyabetik etkisi bilinmektedir.

Diğer: Tür adı olan spina-christi İsa çarmıha gerilirken başına dolanan bitkinin karaçalı olduğunun düşünülmesinden kaynaklanmaktadır.

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Paliurus
Kaynak: https://jurassicplants.co.uk/products/paliurus-spina-christi-christs-thorn-jerusalem-thorn
Kaynak: https://kocaelibitkileri.com/paliurus-spina-christi/

KEDİTAŞAĞI

Bir gün yolda, Gülek Boğazının oralarda… hem de som mavi, mavisinde pul pul altın ışıkları, hem de kırmızı, kırmızısına, keditaşakları yalım gibi daha kırmızı kök salmış, sarvan kurmuş oturmuş…

                                                                                                 Binboğalar Efsanesi

Bilimsel literatürde adı: Keditaşağı

Bilimsel adı: Aristolochia auricularia

Familya: Aristolochiaceae (Lohusaotugiller)

İngilizce adı: Birthwort, pipewine, Dutchman’s pipe (Aristolochia türleri için)

Halk dilinde diğer adları: Değişik Aristolochia türleri kargakeleği, köpektaşağı, lohusaotu, zılındar, çobandüdüğü gibi adlarla anılır.

Temel özellikleri: Çok yıllık otsu bir bitkidir. Çiçeklenme Nisan-Haziran aylarında gerçekleşir. Adını testise benzeyen ve sonbaharda olgunlaşan meyvelerinden alır.

Yayılışı: Dünya genelinde 500’ün üzerinde Aristolochia türü olduğu bilinmektedir. Ancak Aristolochia auricularia Türkiye’nin endemik bitkilerindendir ve genellikle Akdeniz bölgesinde doğal yayılış göstermektedir. 

Kültürel kullanımı: Bulunmamaktadır.

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Türkiye’de değişik Aristolochia türleri lohusaotu olarak anılmaktadır. Kurutulan köklerinin kaynatılıp tatlandırıldıktan sonra içirilerek ya da lapa haline getirildikten sonra haricen sürülerek kullanıldığı bilinmekte ise de hekim kontrolü ve önerisi dışında kullanılmaması gerekmektedir.

Diğer: Aristolochia adı eski Yunancadaki en iyi anlamına gelen “aristos” ve lohusalık anlamına gelen “locheia” sözcüklerinde türemiştir. Çiçero ise bitki adının rüyasında bitkinin yılan ısırmasına karşı antidot olarak kullanıldığını gören Aristolochos adlı kişiden geldiğini söyler.

Kaynak: dogalhayat.org
Kaynak: dogalhayat.org
Kaynak: https://turkiyeflorasi.org.tr/eflora/index.php?sayfa=hiyerarsi_takson_page&no=609

SIĞIRKUYRUĞU

Ayağa fırladı, çabuk çabuk Muhtar Sefer’in ölüsünün üstünü kapattı, toprakla, dikenlerle, buğday sapları, sığırkuyruğu çiçekleriyle, küllerle, tozla…

                                                                                                 Ölmez Otu

Bilimsel literatürde adı: Sığırkuyruğu

Bilimsel adı: Verbascum spp.

Familya: Scrophulariaceae (Sıracaotugiller)

İngilizce adı: Mullein

Halk dilinde diğer adları: Değişik türleri burunca, gırç ve yönotu gibi adlarla anılır. Kuruduğunda odunsu dokuya bürünüp kolay yandığı için yer yer çobançırası dendiği de olur.

Temel özellikleri: Oldukça açık, maviye çalan büyük yeşil yaprakları vardır. İki yıllık bir bitkidir. Türden türe 20 cm’den 150 cm’ye kadar boylanabilme özelliği bulunmaktadır. Değişik türlerde değişik renklerde açan çiçekler yaz aylarında açar.

Yayılışı: Avrupa’dan Himalayalar’a ılıman kuşakta, Kuzey Amerika ve Etiyopya’da doğal olarak yetişiyor. Dünyada 360 civarında türü bulunuyor. Türkiye’de 248 türü saptanmış, 171’i Türkiye endemiği. Yani Türkiye sığırkuyruğu açısından tam bir gen merkezi.

Kültürel kullanımı: Bulunmamaktadır.

Kimyasal yapısı ve tıpta kullanımı: Bazı türlerin tohumlarında zehirli sapanin maddesi bulunmaktadır. Çiçekleri antik çağlardan beri ilaç olarak kullanılmaktadır. Günümüzde öksürük tedavisinden kulak iltihabına, hayvan yaralarını tedavi etmekten kulak ekzamasına kadar yaygın tıbbi kullanım alanı vardır. Halk arasında adet sancısı, romatizma, kulak ağrısı, hemoroid, akciğer ve şeker hastalıkları ile damar sertliği durumlarında kullanımı bilinmektedir.

Diğer: Tohumlardaki sapanin maddesi maalesef balık zehiri olarak kullanıldığından, balık otu adıyla da bilinmektedir.

Kaynak: https://www.hortweek.com/verbascum/ornamentals/article/1589914
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sığırkuyruğu
Kaynak: Dogalhayat.org

TAFLAN

Çalılar bacaklarını dalıyordu,böğürtlenler, taflanlar.. Gecede çalılardan uzun otlardan kelebekler savruluyorlardı bir tuhaf kuşlar gibi. Elektrik direklerinin dibinden fırt fırt yarasalar yani kayışkanatlar…  

                                                                                     Geceye Yağmur Çiselerken

Bilimsel literatürde adı: Taflan

Bilimsel adı: Euonymus spp.

Familya: Celastraceae (İğağacıgiller)

İngilizce adı: Spindle, burning bush, strawberry bush, wahoo, wintercreeper, euonymus.

Halk dilinde diğer adları: Doğu Karadeniz bölgesinde karayemişlere (Prunus laurocerasus) taflan denilmektedir. Ancak gerçek taflan Euonymus cinsi bitkilerdir.

Temel özellikleri: Her dem yeşil ve çalı formunda bir bitkidir. Yaprak ve çiçek renkleri türden türe değişir. Genellikle yeşil, sarı alacalı yaprakları vardır. Haziran ayından itibaren açan çiçekleri genellikle beyazdır. Euonymus europaeus gibi türlerde kırmızı tonlarında da olabilir.

Yayılışı: 150 kadar türü dünyaya yayılmıştır. Ancak orijini Doğu Asya ve özellikle Çin’dir. 50 kadar türü Çin’in endemiğidir. Türkiye’de doğal olarak yetişmese de Euonymus japonica başta olmak üzere birkaç tür yaygın olarak görülmektedir.

Kültürel kullanımı: Park ve bahçelerde peyzaj düzenlemelerinde bolca kullanılmaktadır.

Kaynak: https://www.cowellsgc.co.uk/euonymus-japonicus-white-spire-5l
Kaynak: https://www.1001fidan.com/euonymus-japonica-yesil-taflan-fidani
Kaynak: https://www.best4hedging.co.uk/euonymus-japonicus-ovatus-aureus-p116
Kaynak: https://curiousbeeplants.co.uk/product/spindle-tree-euonymus-europaeus