Ufarak teferek: Ufak tefek.

“Ufarak teferek, sıskaca, kuruca bir adam duruyordu pencerenin ardında.” (82)

Durgu durak bilmemek: Dur durak bilmemek.

“Durgu durak bilmeksizin, hızlanmadan, yavaşlamadan, hele hele hiç dinmeden, tel tel, iplik iplik yağmur yağardı.” (82)

Takınak: Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce.

“Bu tedirgin edici takınağı, saplantısı olmasa, adamın arkadaşları, tanıdıkları, ona daha bir yakınlık gösterirlerdi ya, şimdi söyleyece o ‘yarın sabah…’ sözlerini, birazdan söyleyecek, diye keyifleri kaçardı.” (85)