Ansımak: Anımsamak.

“… dünyayı görüp tanımak istediği için, evinden kaçan ayı yavrusunu ansıyordum.” (59)

Elgin: Yabancı, gurbette yaşayan, garip.

“Ne işi vardı, gerçekten, bu elgin kirpinin Ankara’nın bulvarında böyle?” (59)

Erek: Amaç, gaye.

“Belli ki bir erekle çıktığı bu yolculuğun, ereği dışında bir şeyler araması…” (61)

Keme: Büyük sıçan.

“Ne olduğunu kestiremedim. Durdum. […] Kedi değildi, keme değildi.” (58)